hafriyat kamyonu
Noun, Construction
kemik külü: gübre olarak ve ince porselen yapımında kullanılır.
Noun
kafası yerine gelmek
Verb
gerçekçi olmak, gerçek âleme dönmek, hayal kurmaktan vazgeçmek.
gerçeğe dönmek, Hanyayı Konyayı anlamak, kafasına tak demek, ayakları suya ermek.
yosun kumu: su yosunu göze cidarlarından oluşmuş ince silisli toprak. Cilâlama, parlatma ve süzme işlerinde kullanılır.
dürüst, açık sözlü, samimî, içi dışı bir; pratik, hayalden uzak, gerçekleşebilir.
yer çekiminden kurtulmak
Verb
kil, lekeci toprağı.
Noun
(a) (tilki vb.) inine girmek, (b) saklanmak, kayıplara karışmak, sırra kadem basmak.
dünyanın öbür ucuna/cehennemin dibine gitmek.
birine hayatı cehennem etmek
Verb
bütün gücü ile uğraşmak, elinden gelen her şeyi yapmak, yapmadığını bırakmamak, her çareye başvurmak.
yahu, be birader, vb.:
how, what ile birlikte ifadeyi kuvvetlendirmekte kullanılır
How on earth can we get all this in the car? Yahu, bütün bu şeyleri arabaya nasıl sığdırırız?
What on earth are you talking about? Sen neden bahsediyorsun, birader?
büyük miktarda para ödemek
Verb
bir uyduyu yeryüzünün çevresinde yörüngeye oturtmak
Verb
kerpiç: kum, kil, kireç vb.'ni sıkıştırarak yapılan inşaat malzemesi.
Noun
azrak toprak madenlerinin oksitleri (çeşitli minerallerde rastlanır).
Noun
yeryüzünün ekseni çevresinde dönmesi
yakalayıncaya kadar kovalamak, buluncaya kadar aramak, (tilki vb.) inine kaçırmak.
(av) deliğe kadar kovalamak.
Sisam adasında bulunan ve eskiden ilâç olarak kullanılan balçık.
(düşman tarafından) yakılıp yıkılmış.
scorched earth policy: düşmanın yararlanmasını önlemek
için bütün ürünü, evleri, fabrikaları, tarım aletlerini vb. yakıp yok etme politikası.
cehennem hayatı yaşamak
Verb
dünyanın dört bucağı.
eş sesli- for, fore.
değerli/seçkin/soylu kimse(ler), iyilikte örnek kişi/sınıf.
yer elması
Noun, Plant Species
earth ile ayni anlama gelir. hâki renk, bu rengi veren boya (başlıca demir oksitten oluşan boyalar).
kaçak akım rölesi
Noun, Electricity
kaçak akım koruma rölesi
Noun, Electricity
dünya kabuğunun hareketi.
peribacası
Noun, Geography
yerbilim: jeoloji, coğrafya vb.
Noun
(uydu haberleşmesinde) yer istasyonu
Noun
yerel renkler: hâki, bej, yeşil vb.
Noun
inançları kökünden altüst eden
toprak alkali metal
Noun, Chemistry
yanal toprak basıncı
Noun, Construction
her çareye baş vurmak, mümkün olan her şeyi yapmak.
düşmanın yararlanmasını önlemek için bütün ürün, kaynak ve tesisleri yok etme politikası
Noun, Military
Ne halt etmeye …? Acaba neden …?
Why on earth are you still waiting? Hâlâ ne halt etmeye bekliyorsun?