experience

  1. deney, deneme, tecrübe.
    He has learned a lot by experience.
  2. görgü, bilgi, vukuf.
    He lacks experience. A person of wide experience. Have you had any experience in this kind of work?
  3. (hayatta/meslekte edinilen) tecrübe(ler), (tecrübe ile elde edilen) bilgi, görgü, meleke.
    business
    experience: meslekî tecrübe.
    Man of experience: tecrübeli/bilgili/görgülü kimse.
    I know by experience: Tecrübe ile biliyorum.
    I know from bitter experience that: Acı tecrübe ile öğrendim ki …
    He has no experience of living in the country: Köy hayatı hakkında hiç tecrübesi yoktur.
  4. yaşantı, hayat.
    In all my experience: Hayatım boyunca.
    The greatest disaster in the experience
    of this nation: Bu milletin hayatında en büyük felaket.
  5. maruz kalmak, çekmek, duçar olmak, uğramak.
    He experienced severe hardships as a child: Çocukluğunda
    çok sıkıntı çekti.
    He experiences some difficulty in speaking: Konuşmakta biraz güçlük çekiyor.
    to experience joy: sevinmek.
    to experience defeat: yenilgiye uğramak.
  6. başından geçmek, görmek, geçirmek, (başından geçerek/tecrübe ile) öğrenmek.
    He doesn't know what is
    it like to be poor for he never experienced it: Başından geçmediği için fakirliğin ne demek olduğunu bilmez.
  7. denemek, tecrübe etmek, tatmak, hissetmek.
    Visiting İstanbul was the greatest thrill I ever experienced.

    to experience nausea: bulantı hissetmek, midesi bulanmak.
deneyimini pahalıya elde etmek Verb
... yıllık tecrübe Noun
deneyime göre
pişmek Verb
havacılık deneyimi
bankacılık deneyimi
pazarlık deneyimi
deneyime dayanan
iş tecrübe işsi
iş tecrübesi Noun, Employment
iş deneyimi
ticari tecrübe
meslek deneyimi
her günkü yaşantı
sürücülük deneyimi
pratik deneyim
dış hizmet deneyimi
uçuş deneyimi
uçuş deneyimi
edindiğim tecrübeye göre
deneyim kazanmak Verb
deneyim elde etmek Verb
devlet memuriyeti deneyimi
pahalıya mal olan deneyim
kötü bir deneyimi olmak Verb
önceden (bir şeyi) yaşamış olmak Verb
deneyim sahibi olmak Verb
sanayi deneyimi
sanayii deneyimi
yatırım deneyimi
iş tecrübesi Noun, Employment
gazetecilik deneyimi
deneyim gereği bilmek Verb
deneyim siz olmak Verb
deneyimsiz olmak Verb
tecrübesizlik
kıssadan hisse çıkarmak Verb
ilim lmini almak Verb
büyük defter tutma deneyimi
deneyimle öğrenme
zarar ziyana uğrama
zarar-ziyana uğrama
zarar ziyana uğrama
yönetim deneyimi
uzun deneyim yılları Noun
satış deneyimi
işletmecilik deneyimi
pratik deneyim
geçmiş deneyim
üretim deneyimi
mesleki deneyim
meslek deneyimi
mesleki tecrübe
iş tecrübesi Noun, Employment
tecrübeyle öğrenmiş olmak Verb
tecrübeyle sabit Adjective
delikli kart deneyimi
kart delme deneyimi
ehliyet ispatı
kanıtlanan deneyim
bir iş için yeterli deneyim
deneyim alanı
satış deneyimi
deneyimin paylaşılması
(US) sevkıyatçılık deneyimi
uzmanlık deneyimi
vergi konularında uzmanlık
bir çocukluk yaşantısına uzanmak Verb
ceza davalarında deneyim
duruşma deneyimi
mahkeme deneyimi
öğretmenlik deneyimi
iyi deneyimler
büyük deneyim
geniş tecrübe
geniş deneyim
iş deneyimi
iş tecrübesi Noun, Employment
yüksek konjonktürü yaşamak Verb
düşüşe uğramak Verb
fiyatlarda bir düşme görmek Verb
(fiyatlar) düşmek Verb
(hisseler) yeni bir fiyat düşmesine uğramak Verb
(piyasa) canlanmak Verb
(fiyat) yükselmek Verb
fiyatlarda bir artış olmak Verb
öğretmenlik deneyimi
zorluk yaşamak Verb
zorluklarla karşılaşmak Verb
güçlük çekmek Verb
akla karayı seçmek Verb
iş deneyimi
ticari deneyim
zarara uğramak Verb
deneyimsel pazarlama Noun
büro işlerinde deneyim
sorunlarla karşılaşmak Verb
sorun yaşamak Verb
problemlerle karşılaşmak Verb
problem yaşamak Verb
deneyim değerlendirmesi
deneyim değerlendirme
ömür tablosu: hayat sigortacılığında kullanılan ve istatistiklere dayanarak yaşlara göre ölüm oranını gösteren tablo. Noun
ölüm oranı cetvelleri Noun
(US) resmi ölüm oranı cetveli
bireylerin belli bir yaştaki ortalama kalan ömrünü saptamada mahkemelerce sık sık başvurulan
hayat sigortası şirketlerince düzenlenen istatistik cetvelleri Noun
sanayi deneyimini üniversite hayatıyla birleştirmek Verb
(bir şeyden) ağızı yanmak Verb
bir mevki için yeterli deneyim sahibi olmak Verb
öğretim deneyimi olmak Verb
insanları çok tanımış olmak Verb
tecrübe ile biliyorum ki
uzun tecrübe şartı