flower

  1. çiçek.
    flower bed: çiçek tarhı.
    flower show: çiçek sergisi.
  2. çiçek açan bitki.
  3. çiçek açma, çiçeklerle bezenme.
    in flower: çiçeklenmiş, çiçek açmış.
    Peonies were in flower:
    Şakayıklar çiçek açmıştı.
    burst into flower: birdenbire çiçeklenmek.
  4. çiçek şeklinde süs/tezyinat.
  5. süslenme.
  6. (bkz: figure of speech ).
  7. olgunlaşma, kemale erme, (hayatın/güzelliğin vb.) en olgun hali.
    in full flower: en yüksek noktasında,
    en verimli/parlak çağında, evci bâlâsında.
    She was in full flower of her career.
  8. seçkin/güzide (şey/kimse),
    mec. gözbebeği.
    the flower of the army: ordunun seçkin şahsiyeti/gözbebeği.
  9. en âlâ/üstün (ürün, örnek vb.).
  10. çiçeklenmek, çiçek aç(tır)mak/vermek.
  11. olgunlaşmak, kemale ermek, olgunluk çağına gelmek, açılıp gelişmek.
  12. (çiçeklerle) süslemek.
  13. çiçeklerle örtmek.
baharında olmak Verb
akşam sefası Noun, Plant Species
gücünün doruğunda
çiçek balı Noun, Food-Kitchen
: Orta Amerika ve Meksikada yetişir. (b) uzun çan otu
(Hymenocallis calathina): Peru ve Bolivyada
yetişir, 20 cm uzunlukta boru çiçek açar.
cennetkuşu çiçeği
(Strelitza regiane): G. Afrikada yetişen ve turuncu-mor çiçekleri kuşa benzeyen bir bitki.
kanarya çiçeği
(Tropaeolum peregrinum).
kırmızı lobelya: K. Amerikada yetişir, gösterişli kırmızı çiçekler açar.
ebegümeci Noun, Botany
(çikolata çiçeği)
(Geranium maculatum) adıyla da anılan pembe-mor çiçekli kalımlı bitki.
çiçeklenmek Verb
çiçek açmak Verb
bileşik çiçek. Noun
çiçek göbeği: bazı bileşik bitkilerin merkezî diskini oluşturan boru çiçeklerden herbiri.
yonca
everlasting ile ayni anlama gelir. solmaz çiçek: kuruduğu zaman da rengini ve şeklini koruyan çiçek.
zerrinkadeh Noun, Botany
vapur dumanı Noun, Botany
gecesefası Noun, Botany
akşamsefası Noun, Botany
çiçek açmış
(a) terlik çiçeği, (b) cypripedium.
misk otu
(Mimulus cardinalis).
pasqueflower.
yelçiçeği, rüzgâr çiçeği
(Anemone Pulsatilla). Nisanda kırmızı, beyaz, mor çiçekler açan bir bitki. Noun
buna benzer bir bitki
(Anemone ludoviciana). Noun
çarkıfelek Noun, Botany
royal poinciana.
pinxter flower Noun
yabanî azelya
(Rhododendron nudiflorum, Azalea nudiflora): ABD'de yetişir, pembe-mor çiçek açar. Noun
yabanî azelya
(Rhododendron nudiflorum, Azalea nudiflora): ABD'de yetişir, pembe-mor çiçek açar. Noun
kaya çiçeği
(Crossosoma): GB ABD'nin kurak yerlerinde yetişen yabani funda. Noun
japon gülü Noun, Botany
çin gülü Noun, Botany
boru çiçeği.
kır çiçeği. Noun
çiçek aranjmanı
çiçek yatağı
tarh
çiçek tarhı
nominal değerinin altında satın alınan ABD hazine bonosu Noun
ABD hükümeti bonosu Noun
tomurcuk. Noun
ülkücü çocuk: sade ve ülkücü bir yaşamı alışılmış hayat tarzına yeğ tutan genç. Noun
hipi. Noun
çiçek bahçesi
düğünde çiçek taşıyan/gelinin yoluna çiçek serpen kız. Noun
çiçekçi/çiçek satan kız Noun
kömeç, küme-çiçek. Noun
çiçek pazarı
gençlik
taze bahar
milletin gözbebeği
hipiler
saksı
hipi felsefesi
çiçekçi dükkânı
...'in gözbebeği Noun