passage

English-Turkish Translation

  1. Noun (bir kitaptan vb.) parça, fıkra, bent, paragraf.
    a passage of Scripture.
  2. Noun, Music pasaj, bir besteden bir parça.
  3. Noun, Fine Arts (bir eserin) bölüm(ü), kısım, ayrıntı.
  4. Noun geçme, geçiş, gidiş, gitme, göçme, muhaceret.
    bird of passage: göçmen kuş, göçebe kimse.
  5. Noun geçiş hakkı/serbestliği.
  6. Noun geçit, yol.
  7. Noun koridor, dehliz.
  8. Noun menfez, methal, delik, giriş/çıkış yolu.
    the nasal passage .
  9. Noun yolculuk, seyahat, deniz yolculuğu/seyahati.
    a passage to India: Hindistana yolculuk.
    passage
    money: yol parası, navlun.
    a stormy passage: fırtınalı deniz yolculuğu.
    rough passage: (a) tehlikeli yolculuk, (b) müşkül/çetin zaman.
  10. Noun vapurda yatma/yeme.
  11. Noun (vapurda) seyahat ücreti.
  12. Noun (zaman vb.) geçiş, intikal, geçme, mürur.
    the passage from winter to summer.
  13. Noun (olay) cereyan, akış.
  14. Noun (yasa vb.) onaylanma, kanunlaşma.
  15. Noun (şahıslar arasında) fikir/görüş alışverişi/teatisi.
  16. Noun (silahlı) vuruşma, çatışma, kavga.
    a passage at arms.
  17. Noun geçirme, aktarma, ulaştırma, iletme.
  18. Noun bağırsakların boşaltılması.
  19. Noun (süvarilikte) tırıs (gidiş).
  20. Noun (bkz: occurence )
  21. Verb geçmek, seyahat etmek.
  22. Verb çatışmak, vuruşmak, dalaşmak, münakaşa/mücadele etmek.
  23. Verb (atı) tırısa sürmek.
  24. Verb (at) tırıs gitmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

book one's passage
gemide yer ayırtmak Verb
book one's passage
uçakta yer ayırtmak Verb
look one's passage
taşıt aracında yer ayırtmak Verb
pay for one's passage
bilet ücretini ödemek Verb
pay one's passage
vapur bileti ücretini ödemek Verb
work one's passage
yol açmak Verb
air passage
hava kanalı
air passage
hava deliği
air passage
hava geçişi
assisted passage
yolculuk ücreti yardımı
attribute a meaning to a passage
bir ibareye anlam vermek Verb
bar a passage
bir geçidi tıkamak Verb
bird of passage
(a) göçmen kuş, (b) bir yerde geçici olarak kalan kimse.
bridge passage
bridge ile ayni anlama gelir. geçiş: edebî bir eserde/piyeste daha önemli iki parçayı birleştiren pasaj/sahne.
cargo passage
yük seferi
censored passage
sansürden geçmiş bölüm
covered passage
üstü kapalı geçit
deck passage
güverte yolculuğu
exhaust passage
çürük gaz kanalı
explain a passage
bir ibarenin anlamını anlatmak Verb
final passage
(parlamento) son (üçüncü) okuma
have a bad passage
kötü yolculuk etmiş olmak Verb
innocent passage
bir memleketin topraklarından dost gibi transit geçip gitmek Verb
inward passage
gemi yolculuğu
look up a passage
bir ibareyi bulup okumak Verb
melodic passage
güzel melodili kısım
middle passage
(tarihte) orta geçit: Atlas Okyanusunun Afrika-Antil Adaları arası (esir gemilerinin en uzun süre seyrettikleri yol). Noun
misquote a passage
kitaptan yanlış alıntı yapmak Verb
narrow passage
dar geçit
no passage
geçiş yok
no passage
giriş yasak
nominated passage
(Avustralya) göçmenler için ödenen bilet ücreti
Northwest Passage
Kuzeybatı Geçidi Noun, Geography
obliterated passage
(gazete) sansür yüzünden çıkarılmış kısım
outward passage
limandan çıkış
parallel passage
paralel geçit
pick out the meaning of a passage
bir ibarenin anlamını çıkarmak Verb
priority passage
öncelikli geçiş hakkı
purple passage
süslü yazı
quick passage
çabuk karşıya geçme
quoted passage
alıntı
return passage
geri dönüş
reward a passage
bir ibaredeki sözcükleri değiştirmek Verb
right of passage
mürur hakkı
right of passage
geçiş hakkı
rite of passage
dönüm noktası (töreni): düğün, evlenme töreni gibi kişinin yaşamında önemli törenler.
rough passage
fırtınalı deniz yolculuğu
rough passage
fırtınalı yolculuk
safe passage
rahat gemi yolculuğu
simple passage
(devletler hukuku) sırf geçiş
smooth passage
rahat deniz yolculuğu
smooth passage
fırtınasız yolculuk
stet (a word , a passage
sah çekmek Verb
strain the meaning of a passage
bir parçayı kendi çıkarına göre yorumlamak Verb
subterranean passage
yeraltı geçidi
surreptitious passage
gizlice eklenmiş ibare
tax for passage
geçmelik
transit passage
uğraksız geçiş Noun
twist the meaning of a passage
bir parçanın anlamını bozmak Verb
twist the meaning of a passage
bir parçaya ters anlam vermek Verb
underground passage
yeraltı pasajı
underground passage
yeraltı geçidi
warp the sense of a passage
bir metin parçasının anlamını bozmak Verb
passage bird
göçmen kuş
passage boat
araba vapuru
passage boat
feribot
passage contract
nakliye sözleşmesi
passage into law
yürürlüğe girmek Verb
passage money
yolculuk ücreti
passage money
yolculuk parası
passage of a bill
bir önergenin onaylanması
passage of a front
sınırın geçilmesi
passage of air
hava deliği
passage of arms
silah anlaşması
passage of confidence
satış haberleri teatisi
passage of current
akım geçişi
passage of time
zamanın geçisi
passage of title
mülkiyet devri
passage through the canal
kanalı geçme
amend a passage in a book
bir kitaptaki bazı yerleri değiştirmek Verb
block a (the passage of a) bill
bir kanun önergesinin kabulünü engellemek Verb
by passage of time
zamanla
cut a passage through the jungle
balta girmemiş ormanda kendine yol açmak Verb
cut a passage through the jungle
balta girmemiş orman da kendine yol açmak Verb
emend a passage in a book
kitaptaki bir ibareyi düzeltmek Verb
explain a passage to sb
bir ibareyi birine açıklamak Verb
force a passage through a crowd
kalabalıkta yolunu açmak Verb
illuminate a difficult passage in a book
bir kitaptaki zor bir ibareyi açıklamak Verb
innocent passage (law of nations)
dostça geçiş
interpret a difficult passage in a book
bir kitapta anlaşılması güç bir ibareyi açıklamak Verb
jam the passage with people
bir geçidi kalabalıkla tıkamak Verb
lift a passage from an author
bir yazardan bir parçayı kopya etmek Verb
retrench a passage in a book
kitaptaki bir ibareyi kısaltmak Verb
score a passage on a book
bir kitapta bir yerin altını çizmek Verb
select a passage from a book
bir kitaptan bir parça seçmek Verb
select a passage of a book
bir kitaptan bir parça seçmek Verb
strike a passage out of a book
bir kitabın bir yerini çıkarmak Verb
surreptitious passage in a manuscript
bir metne sonradan gizlice eklenen kısım
take one-s passage to new york
New York'a yola çıkmak Verb
translate a passage into english
bir parçayı İngilizce'ye çevirmek Verb
turn a passage into a foreign language
bir parçayı yabancı bir dile çevirmek Verb
turn a passage into english
bir parçayı İngilizce'ye çevirmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database