berber dükkânını gösteren kırmızı-beyaz spiralli döner silindir.
berber dükkânını gösteren kırmızı-beyaz spiralli döner silindir.
uzun avara gönderi.
I wouldn't touch it wit a barge pole (= with a ten foot pole): Aman, istemem,
lüzumu yok/istemem, eksik olsun/ kırk yıl görmesem aramam.
Noun
göksel eksenucu, göksel kutup, gök kutbu: yeryuvarı dönüş ekseninin gökyuvarını kestiği iki noktadan herbiri.
Kuzey Kutbu, dünyanın en kuzey noktası.
Noun, Geography
dünyanın dönüş ekseninin gök küresini kestiği nokta`: Kutup Yıldızından takriben 1° uzaktadır.
Noun, Astronomy
miknatis çubuğunun kuzeyi gösteren ucu.
Noun
elektrik direği
Noun, Energy-Resources
(a) totem heykeli, (b) aşama (sırası), hiyerarşi.
at the top of the educatioanl totem pole: eğitim aşamasının en üstünde.
elini sürmek, dokunmak.
I wouldn't touch that with a ten-foot pole: Ona elimi bile sürmem.
tramvay/troleybüs hattı direği.
birim mıknatıssal ucay, manyetik kutup birimi.
whisker ile ayni anlama gelir. civadra çubuğu.
sırıklı çit (yatay sırıklardan yapılan).
Noun
savaş çekici, uzun saplı çekiç şeklinde savaş aracı.
Noun
koşum atı, arabaya koşulan at.
Noun
daha iyi görülebilmesi için bir direğin üzerine yerleştirilmiş reklam malzemesi
pol pozisyonu
Noun, Sports