harp meydanı
Noun, Military
savaş alanı
Noun, Military
muharebe alanı
Noun, Military
kendi alanında büyük ün yapmış olmak
Verb
mayınlı arazi
Noun, Military
delikli kartlarda aynı bilgiyi taşıyan sütunlar dizisi.
Noun
(beyzbol) orta saha.
center fielder: orta saha oyuncusu.
Noun
ortak alan
Information Technology
(US) tazminat sahası
Noun
bitiştirilmiş alan
Information Technology
elektrik alanı: içine konulan elektrikle yüklü cisimlere kuvvet uygulayan uzay parçası.
futbol sahası
Noun, Football
kömüne ait emval ve emlak
altın madeni bölgesi.
Noun
çetin meydan muharebesi
Noun
iş alanı
Noun, Employment
tehlikeli bir durum ya da konu
paketlenmiş alan
Information Technology
futbol sahası
Noun, Football
gezici denetçi (denetimini ilgili işletmeye giderek yapan denetçi
(askeri) yiyecek torbası
Noun
yemlik mısır, hayvanlara yedirilen mısır.
Noun
(okul) spor yarışmaları günü.
Noun
manevra/tatbikat günü.
Noun, Military
açık havada piknik, eğlence vb. günü.
The children had a field day.
Noun
önemli bir gün, beklenmedik başarı/zevk/eğlence/heyecan vb. ile dolu gün.
The newspapers will really have a field day with this story.
Noun
(koşudan başka) açık hava yarışması.
Noun
atletizm yarışmalarında yarışlardan başka müsabakalar
Noun
dış hizmete tayin olunmuş yönetici
(futbol) 3 puanlık gol.
Noun
(basketbol) 2 puanlık gol
Noun
sahra hastanesi, seyyar hastane.
Noun
spor sarayı: çeşitli atletizm sporlarına elverişli ve kapalı tribünlü bina.
Noun
atletizm sahası yanında soyunma odaları olan bina.
Noun
yerinde kurulur
Information Technology
alan yeğinliği/şiddeti.
Noun
sahra mutfağı, seyyar mutfak.
Noun
alan mıknatısı: ivdireçlerde, elektrik motor ve üreteçlerinde mıknatıs alanı üreten kısım.
Noun
hizmet vermek üzere perakendecileri ziyaret eden üreticinin ya da toptancının satış temsilcisi
saha çizgileri
Noun, Sports
(politika , Br) kritik oturum
üssubay: binbaşı, yarbay, albay.
Noun
(askerlik) arka çantası
Noun
ufak bezelye
(Pisum sativum).
Noun
(askerlik) sahra neşriyatı
sahra ocağı, seyyar mutfak ocağı.
Noun
kumanya, sahra erzakı.
Noun
alan çalışması
Noun, Marketing
İngiliz tazısı: tüyleri siyah düz veya hafif dalgalı bir cins av köpeği.
Noun
tarla serçesi
(Spizella pusilla): Amerikada bulunan ufak bir cins serçe.
Noun
dış hizmette çalışan personel
dış hizmette çalışan kadro (bir işletmenin merkezinden uzakta çalıştırdığı kişiler
alan yeğinliği/şiddeti.
Noun
alan çalışması
Noun, Biology
alan çalışması
Noun, Earth Sciences
yerinde pazar araştırması
ürünlerin üretim yeri dışında denenmesi
alan kuramı/teorisi.
Noun
arazi denemesi: av köpekleri arasında açık arazide yapılan müsabaka.
Noun
(öğretimde) gezi, tatbikat.
Noun
alan sargısı: bir elektrik makinesinde üzerinden akım geçirilerek manyetik alan üreten sargı.
Noun
yerinde araştırma, arazi çalışması: bir bilginin arazi üzerinde yaptığı bilimsel inceleme ve araştırma.
archeological field work.
Noun
yerinde araştırma yapan kimse.
Noun