bullion ile ayni anlama gelir. sırmalı kordon.
küçük firma rekabeti
Noun, Competition Law
müfrit cephe: bir fikri/hareketi desteklemekte aşırı gidenler.
ek-çıkar, yan-ödeme, maaş veya ücretten başka alınan para/mal (sağlık sigortası, emeklilik, ikramiye,
prim vb.).
One of the fringe benefits of this job is free health insurance.
ücret tamamlayıcılar
Noun
sosyal haklar
Noun, Employment
küçük firma rekabeti
Noun, Competition Law
ihtiyari sosyal masraflar
kâr hissesi alan yönetici
değerli yöneticiler sınıfı
(iş sözleşmesi) yan ödemeler şartları
Noun
(Kuzey Kanadada) demiryolu (istasyonu)ndan uzak arazi.
kıvırcık zambak
(Thysanotus): Batı Avustralyada yetişen ve kenarları kıvırcık mor salkım çiçekler açan kalımlı bitki.
bir malın ana piyasasına ilaveten varolan herhangi bir piyasa
dizi, sıra, çevreleyen şeyler.
a fringe of trees stood round the pool.
yan-bilinç: herhangi bir anda bilincin/dikkatin yoğunlaştığı konu dışında olan fakat farkına varılan olay(lar).
şehrin göbeğinden uzağa park etme
şehrin uç sınırlarında yaşayan nüfus
izleyicilerin en çok olduğu zamandan önceki ve sonraki süreler
püskül ağacı
(Chionanthus virginicus): zeytingillerden ABD'nin güneyinde yetişen dar-uzun petalli
beyaz salkım çiçekler açan bodur ağaç.
kıvırcık zambak
(Thysanotus): Batı Avustralyada yetişen ve kenarları kıvırcık mor salkım çiçekler açan kalımlı bitki.
çekici başlangıç maaşı ve son derece cömert yan ödemeler
Noun
toplumdışı bir hayat sürmek
Verb