have two strings to one's bow

English-Turkish Translation

  1. umudunu yalnız bir şeye bağlamamak, yedek bir plânı olmak, bir plân başarılı olmazsa ötekine sarılmak, DEVAMINI OKU
    iki tarakta bezi olmak, iki meslek sahibi olmak.
    He had two strings to his bow, so when he lost his job as a professor he became a doctor. GİZLE
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun