kişinin gelirinin artması
gelirini önceden tüketmek
Verb
gelirini eline geçmeden yiyip bitirmek
Verb
gelirinıönceden tüketmek
Verb
gelirinıbirden çok yıla paylaştırmak
Verb
gelirini birden çok yıla paylaştırmak
Verb
gelirine uygun olarak yaşamamak
Verb
geliriyle orantılı olmamak
Verb
gelir vergisi kaçırmak
Verb
gelir vergisini kaçırmak
Verb
gelirini beyan etmek
Verb
gelirinıiki misline çıkarmak
Verb
gelirini iki misline çıkarmak
Verb
gelir inden çok gideri olmak
Verb
gelirinden çok gideri olmak
Verb
gelir vergisi beyannamesini vermek
Verb
gelir vergisi beyannamesi vermek
Verb
kendine ait geliri olmak
Verb
kendi ayrı geliri olmak
Verb
kendine ait geliri olmamak
Verb
kendine ait geliri olmamak
Verb
ihtiyaçlarına uygun gelir
gelir kaynağı
Noun, Economics
gelir inden fazla harcamak
Verb
geçim için gelirin tümünü harcamak
Verb
karısının parasıyla yaşamak
Verb
ayağını yorganına göre uzatmak
Verb
dar gelirliler
Noun, Economics
dar gelirliler
Noun, Economics
gelir vergisi beyannamesi vermek
Verb
gelirindan fazlasını harcamak
Verb
gelirinden çok harcamak
Verb
gelir inden çok harcamak
Verb
masraflarını gelirine göre bölmek
Verb
giderini gelirine uydurmak
Verb
gelirinin ayrıntılarını bildirmek
Verb
gelirinin bir bölümünü ayırmak
Verb
gelir inin bir kısmını bir tarafa koymak
Verb
gelirinin bir kısmını bir tarafa koymak
Verb
giderini gelirine uydurmak
Verb
gelirinıgiderine uydurmak
Verb
gider gelirine uydurmak
Verb
gelirine gazetecilik yaparak katkı sağlamak
Verb
gelirinden bir meblağ çıkarmak
Verb
gelirinin büyük kısmını yemek
Verb
gelir inin büyük bir kısmını yemek
Verb
birinin mesleğine ket vurmak gelirinin büyük bir kısmını almak
Verb
gelirinıdüşük göstermek
Verb
gelirini düşük göstermek
Verb
gelir durumunun iyi olması
kapsamlı gelir
Noun, Accounting
bir kişinin gelirinin serbest tasarruf edebileceği kısmı
temel geçim giderleri çıktıktan sonra kalan gelir
vergiler çıktıktan sonra kalan safi gelir
harcanabilir gelir (gelir vergisi gibi direkt vergiler ile sigorta gibi kanuni kesintiler çıktıktan sonra
geri kalan harcanabilir gelir
indirim ya da vergi öncesi gelir toplamı
marjinal gelir (giderler çıktıktan sonra kalan gelir
vergi çıktıktan sonra net gelir
işletmenin esas faaliyeti ile ilgili olmayan gelir
bir defaya mahsus gelir
Noun, Accounting
bir kazancı temsil eden , ancak para , mal ya da hizmet ile ifade olunamaya
tek ailenin yaşadığı kendinin olan evin kullanma değeri
işletme geliri (işletmenin kazanç getiren aktif değerlerinden ve verdiği hizmetlerden sağladığı gelir
faaliyet kârı
Noun, Accounting
dış ülkelerden gelen gelir
dış ülkelerden gelen gelir
vergi bakımından korunan gelir
menkul değerlerden sağlanan gelir
vergilendirilebilir gelir
transfer geliri (karşılığında mal ya da hizmet vermeyen kişilerin elde ettikleri gelir
vergilendirilmeyecek gelir
gelir değişiklikleri
Noun
faiz ve anapara ödemelerinin sadece borçlunun geliri veya kârından yapılmasına olanak tanıyan borç senedi
gelirden yapılan indirim (zarar ve masrafların indirilmesi
bir malın fiyatı değiştiğinde bir bireyin genel satın alma gücünde meydana gelen değişme
yabancı sermayenin öz sermaye getirisi üzerindeki etkisi
(US) yoksullara düzenli gelir sağlamak amacıyla hükümetin yaptığı para yardımı
yatırımlardan elde edilen gelir
geçim kaynağı
Noun, Economics
çalışanların ücretlerine yapılabilecek ücret artışlarına konulan sınırlama
yüksek getirisi olan bir hisse senedi ve tahvil