avukat olarak ün kazanmak
Verb
davasına bakmak için bir avukat tutmak
Verb
işlerini bir avukata emanet etmek
Verb
avukatına danışmak bahane siyle
tüm kuralları bildiğini iddia eden kişi
alaydan yetişme avukat, resmen yetkili olmayıp askerî mevzuat üzerinde otorite olduğunu iddia eden asker.
avukat olarak başarısız olmak
Verb
bir avukata dava hakkında kısa bilgi verme
işadamının hukuk danışmanı
dava vekili, avukat.
Noun
kendini bir davaya adamış hukukçu
Noun, Law
özellikle örf ve adet hukuku üzerinde uzmanlaşmış avukat ve sair hukukçu
hukuk davasına bakan avukat
Anayasa hukukçusu
Noun, Law
emlak devir ve temlik işleriyle uğraşan avukat
anonim şirket hukukunda uzmanlaşmış avukat
avukat huzurunda hazırlanmış evrak
noter huzurunda hazırlanmış belgeler
Noun
iyi şöhreti olmayan avukat
devletlerarası hukukta uzmanlaşmış avukat
avukata avukatlık yapması için ruhsat vermek
Verb
avukat gibi (daima) yalan söylemek.
bir avukatın hizmetlerine ihtiyacı olmak
Verb
(US) şirket hukuk danışmanı
işyeri hukuku danışmanı avukatı
önemsiz ya da itibarsız bir işte istihdam olunan veya dürüst işte çalıştırı
önemsiz veya itibarsız bir işte istihdam olunan ya da dürüst olmayan işte çalıştırılan avukat
kurnaz avukat, yasaların/delillerin püf noktalarını bulup kendi çıkarına maharetle kullanan avukat.
mesleğini icra eden avukat
kendini avukat diye tanıtmak
Verb
dolambaçlı işler çeviren avukat
(US) gayri menkul davalarında uzmanlaşmış avukat
gayrimenkul davalarında uzmanlaşmış avukat
müdafi ile görüşme hakkı
Noun, Rights-Freedoms
mesleğinde yükselen avukat
safsatacı ve daima kusur bulan gemici
avukat olarak kendine bir yer sağlamak
Verb
bir davayı üstüne almış bulunan avukat
vergi davalarına bakan avukat
(US) vergi davalarına bakan avukat
avukatına danışmak bahanesiyle
(US) avukatın hukuki görüşü
mesleği hukukçu olmak
Verb
ücretini peşin ödeyerek bir avukat tutmak
Verb