introduce

English-Turkish Translation

  1. Transitive Verb tanıştırmak, tanıtmak, takdim etmek.
    Will you introduce us?
  2. Transitive Verb ileri sürmek, piyasaya çıkarmak/sürmek, (kuruma/topluluğa) sokmak.
    to introduce a new soap to the
    public. to introduce a debutante to society.
  3. Transitive Verb yaratmak, teklif etmek, yeni bir bilgi getirmek, öne/ileri sürmek, öngörmek, derpiş etmek.
    to introduce
    a new concept in architectural design.
  4. Transitive Verb önermek, önerge vermek, kanun teklifi vb. sunmak.
  5. Transitive Verb başlamak, açmak.
    to introduce a speech with an amusing anecdote.
  6. Transitive Verb sokmak, eklemek, ilâve etmek, dercetmek.
    to introduce a figure into a design.
  7. Transitive Verb getirmek, ithal etmek.
    a plant introduced into America.
  8. Transitive Verb (hatibi/artisti vb.) dinleyicilere takdim etmek.
  9. Transitive Verb bir kimseyi kral sarayına takdim etmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

introduction
giriş Noun, Law
introduce (one person) to (another
tanıştırmak Verb
introduce (sb) to
tanıtmak Verb
introduce a bill
yasa taslağı sunmak Verb
introduce a bill
bir kanun tasarısı getirmek Verb
introduce a bill before parliament
senatoya kanun tasarısı sunmak Verb
introduce a business
yeni bir iş başlatmak Verb
introduce a fashion
moda çıkarmak Verb
introduce a lecturer to the audience
bir konuşmacıyı dinleyicilere tanıtmak Verb
introduce a new fashion
yeni moda çıkarmak Verb
introduce a new thing
ihdas etmek Verb
introduce a resolution
karar takriri vermek Verb
introduce a resolution
bir karar takriri vermek Verb
introduce a subject into a conversation
konuşmada bir konu ortaya atmak Verb
introduce an illness
bir hastalık getirmek Verb
introduce an insurance
sigorta etmek Verb
introduce as partner
ortak olarak tanıtmak Verb
introduce at court
saraya takdim edilmek Verb
introduce custom duties
gümrük resimi koymak Verb
introduce customer
müşteri sağlamak Verb
introduce customs duties
gümrük vergisi koymak Verb
introduce customs duties
gümrük resmi koymak Verb
introduce evidence
delil göstermek Verb
introduce evidence
delil sunmak Verb
introduce goods into a country
bir memlekete mal sokmak Verb
introduce goods into a country
bir ülkeye mal sokmak Verb
introduce illness
bir hastalık getirmek Verb
introduce illness
hastalık getirmek Verb
introduce into the market
piyasaya çıkarmak Verb
introduce into the market
piyasaya sürmek Verb, Management
introduce new ideas into a business
bir işe yeni fikirler getirmek Verb
introduce one topic alongside another
karıştırmak Verb
introduce oneself
kendini takdim etmek Verb
introduce oneself (by name
kendini takdim etmek Verb
introduce refinements into a machine
bir makineye yeni parçalar ekleyerek mükemmelleştirmek Verb
introduce reforms
reformlar yapmak Verb
introduce someone in sb's presence
birini birinin huzuruna çıkarmak Verb
introduce someone in the duties
birine görevlerini göstermek Verb
introduce someone into a room
birini bir odaya almak Verb
introduce someone to a process
birine bir dava hakkında bilgi vermek Verb
introduce someone to someone
birini biriyle tanıştırmak Verb
introduce someone to someone
birini birine tanıştırmak Verb
introduce someone to something
birini birşeyle tanıştırmak Verb
introduce someone to something
birşeyi birine tanıtmak Verb
introduce something at the right time
denk getirmek Verb
introduce something into something
birşeyi bir yere ilk kez sokmak Verb
introduce something into something
birşeyi bir yere getirmek Verb
introduce something to someone
birşeyi birine tanıtmak Verb
introduce something to someone
birini birşeyle tanıştırmak Verb
introduce something to something
birşeyi bir yere getirmek Verb
introduce something to something
birşeyi bir yere ilk kez sokmak Verb
introduce to the market
piyasaya sürmek Verb, Management
introduce yourself
kendini tanıtmak Verb
introduce yourself
tanışmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database