çift anadal
Noun, Education-Training
BA Formu
Noun, Accounting
BS Formu
Noun, Accounting
ham maden cevherinin yıkandığı çukur.
gemi batması gibi olağanüstü olay
davul çavuşu, bando şefi, baş trampetçi.
Noun
binbaşı rütbesi olmak
Verb
askerî gaydacıların çavuşu.
Noun
kıdemli başçavuş (Kd. Bçvş.)
Noun, Military
önlenmez neden, mücbir sebep.
gemilerin çarpışmasında ortak suç durumunda kimin daha çok kimin daha az kusuru olduğu kuralı
ana eksen
Noun, Astronomy
belli başlı tüketim maddeleri
Noun
klinik depresyon
Noun, Psychiatry
majör depresyon
Noun, Psychiatry
majör depresif bozukluk
Noun, Psychiatry
ağır depresyon
Noun, Psychiatry
majör depresif bozukluk
Noun, Psychology
klinik depresyon
Noun, Psychiatry
majör depresif bozukluk
Noun, Psychiatry
ağır depresyon
Noun, Psychiatry
majör depresyon
Noun, Psychiatry
bir işin belli başlı yönleri
Noun
tümgeneral (Tümg.)
Noun, Military
büyük doku uygunluk kompleksi. (mhc)
Noun, Medicine
büyük nifak
Noun, Religion-Faith
belli bir konu üzerinde yoğunlaşmak
Verb
iş idaresinden tez yapmak
Verb
bir ana dalda okumak
Verb, Education-Training
bir ana dal öğrenimi görmek
Verb, Education-Training
bir ana dal derecesi almak
Verb, Education-Training
büyük cihat
Noun, Religion-Faith
belli başlı gelir kaynakları
Noun
başlıca bir konu üzerinde yoğunlaşmak
Verb
bir konuda uzmanlaşmak
Verb
birşey üzerinde yoğunlaşmak
Verb
dikkatini birşeye yöneltmek
Verb
büyük şirk
Noun, Religion-Faith
(US) uzun bir süre içinde pazar gelişimi
...'in büyük bir bölümü
Noun
...'in önemli bir bölümü
Noun
...'in büyük bir kısmı
Noun
...'in önemli bölümü
Noun
...'in önemli bir kısmı
Noun
belli başlı mesleki ilgi alanı
büyük bir siyasi tartışmaya dönüşmek
Verb