bu sabah kendini iyi hissetmemek
Verb
birine günaydın demek
Verb
gün aydın! sabahlar (sabah şerifler) hayrolsun!
Exclamation
yarın.
I haven't got what you want now, but I can get it for you in the morning. the first thing in the morning: yarın/sabahleyin erkenden.
yarın karaya ulaşmak
Verb
yarın ilk işi bu olmak
Verb
her sabah iki saat antreman
içki mahmurluğu, içki içenlerin ertesi sabah duydukları rahatsızlık.
caketatay, erkeklerin gündüz giydikleri resmî elbisenin kuyruklu ceketi.
(erkeklerin merasimde gündüz giydiği) resmî elbise.
zifaf gecesinin sabahında güveyin geline verdiği armağan
(US , simsar) günlük borç
matine, sinema ve tiyatronun gündüz seansı.
matin ile ayni anlama gelir. (Anglikan kilisesinde) sabah âyini/ibadeti.
(günlük) sabah yoklaması, sabah raporu.
sabah yoklaması
Noun, Military
(gebe kadınlarda) sabah bulantısı.
(a) sabah yıldızı, Venüs, (b)
bot. sabah çiçeği
(Mentzelia Lindleyi): Kaliforniyada yetişen
parlak sarı çiçekli bitki.
(a) sabah duası (vakti), (b)
den. 04.00-08.00 nöbeti/vardiyası.
(Br) sabah postasını tetkik etmek
Verb
fetvacı başılık, ukalâlık.