dış gürültü
Noun, Transport
kodaman, büyük adam.
He thinks he's a big noise.
gökada gürültüsü: Samanyolunun uzaya yaydığı geniş bandlı gürültü işareti.
gürültü yapmak/çıkarmak, ortalığı velveleye vermek.
yaygarayı/feryadı basmak.
ak-gürültü, yaygın gürültü: geniş bir frekans bandına yayılmış gürültü.
ak-gürültü: frekans bandı çok geniş, genliği sabit ve fazları gelişigüzel işaret dizgesi.
Noun
gürültü seviyesi kontrolu
gürültü seviyesi kontrolü
insanlara zarar veren gürültü
havanın gürültü ile kirlenmesi
gürültü kirliliği
Noun, Environment-Ecology
gürültü seviyesini indirme
gürültü sınırlamaları
Noun
gürültüsınırlamaları
Noun
lütfen biraz daha az gürültü yapın
gürültü sınırlandırılması
gürültü emisyonu sınırlaması
ünlenmek, ünü yayılmak, meşhur olmak.
şikâyet etmek, şikâyette bulunmak.
The bus was late again today. Let's make a noise to the company about it.
izin verilebilir gürültü düzeyi
kabul edilebilir gürültü düzeyi
gürültü ile mücadele derneği
sokaktaki gürültüyü kesmek
Verb
Gürültüyle Mücadele Komisyonu