azar, tevbih, kızgınlığın/öfkenin açıkça ifadesi, açıkça tasvip etmeme/karşı gelme.
give someone a piece of one's mind = tell someone one's mind: (birisine) ağzına geleni söylemek, iyice veriştimek, adamakıllı haşlamak, azarlamak/paylamak.
(a) samimî eleştiri/tenkit, açıkça söylenen fikir, (b) azarlama, paylama.
(a) bir kimsenin kusurunu yüzüne vurmak, (b) aklını başına getirmek.
birine ağzına geleni söylemek
Verb
birisini azarlamak/paylamak, hakkında düşündüklerini açıkça söylemek.
kendi görüş açısını anlatmak
Verb
(bir konuda) fikrini söylemek/açıklamak, oy/fikir beyan etmek.
kendi fikrini belirtmek
Verb
evlenme teklifi yapmak
Verb
(banknot) baskı levhası
Noun
gelişigüzel yazılmış makale
(a)
Brit. ocak rafı, şömine tablası, davlumbaz, (b)
esk. şömine üstündeki süs.
bir şeyi tamamlayan parça
zengin/asil topluluğu gösteren resim tablosu (özellikle 18'inci yy.'da moda idi).
Noun, Fine Arts
konuşma konusu, dikkati çeken ve kendisinden bahsettiren herhangi bir şey.
Noun
birbirini çaprazlama kesen herhangi bir şey
satış ziyareti sonunda satış görevlisi tarafından potansiyel müşteriye bırakılan belge
müzelik eşya: (a) eski/modası geçmiş eşya, (b) kıymetli/müzede saklanmaya değer eşya.
köşe yazısı
Noun, Media-Publishing
köşe yazısı
Noun, Media-Publishing
sırf tarihî önemi olan (aslında değersiz) sanat eseri (roman, tablo, bina vb.).
Noun
daha iyi görülebilmesi için bir direğin üzerine yerleştirilmiş reklam malzemesi
kendi fikrini söylemek
Verb
dekor birimi.
Noun, Theatre
harcıâlem konulu eser, yapay örgülü sanat/müzik/edebiyat yapıtı.
Noun
yorum, olayları inceleyen/yorumlayan yazı.
Noun
seri sonu mal satan esnaf
birer birer, ayrı ayrı, parça parça.
parça sayımı (perakendeciye teslim edilen kutu ; koli , sandık , denk , vb'nin sayımı
en önemli ve etkileyici şey
dokuma, mensucat, perakende metre ile satılan mal/kumaş.
yard goods ile ayni anlama gelir.
Noun
kanıt olarak gösterilen belge
parça malların satıldığı piyasa
parça başı iş yaptıran taşeron
(Br) parça başı iş yaptıran taşeron
karmakarışık olmayan bir şey
parça ekleyerek tamamlamak
Verb
parçaları bir araya getirmek
Verb
parça başına çalışan işçi
tek parça başına ödenen ücret
en düşük parça yük ücret tarifesi
standart parça başına ücret