change

English-Turkish Translation

  1. Noun değişim (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  2. Verb değiş(tir)mek.
    You've changed such a lot since I last saw you: Seni görmeyeli ne kadar değişmişsin!

    to change the scene/subject/color. change ends: yer/konu/renk değiştirmek.
    I couldn't wish it changed: Bu duruma razıyım.
  3. Verb
    change into/out of: elbise değiştirmek.
    I'm just going to change into something more comfortable.
  4. Verb değiştokuş etmek, trampa etmek.
  5. Verb (yatak takımlarını, çocuk elbisesini vb.) değiştirmek.
    How often do you change your bed?
  6. Verb aktarma yapmak: bir taşıttan inip öbürüne binmek.
    We changed the plane in Paris to fly to New York.
    I had to change from a train to a bus for part of the journey.
    All change! Herkes insin! (Aktarma yapılacak).
  7. Verb (para) boz(dur)mak.
    Can you change a ten-dollar bill for me?
  8. Verb para değiştirmek/çevirmek, bir ülke parasını başka ülkeninki ile değiştirmek.
    We changed U.S dollars
    into Swiss Francs in Bern.
  9. Verb başkalaşmak, şekil değiştirmek.
    The moon has changed.
  10. Verb bozulmak.
  11. Noun değiş(tir)me, tadil/tebdil etme.
    change of front
    ask. cephe değiştirme,
    mec. yüzgeri
    etme, fikir/durum değiştirme.
    to have a change of heart: fikir değiştirmek.
    a change for the better/worse: iyileşme/kötüleşme.
    The doctor said the girl had taken a change for the better but was still seriously ill.
  12. Noun değişiklik, değişim, tadilât, tebeddülât.
    a change in daily routine.
    change of address:
    adres değişikliği.
    change of air: hava değişimi.
    change of life: (kadınlarda) âdet kesilmesi, yaşdönümü.
    It makes a change: O zaman iş değişir.
  13. Noun dönüş(tür)me, tahvil, tahavvül.
  14. Noun yenilik, hoşa giden değişiklik.
    for a change: değişiklik/yenilik olsun diye.
    Let's try a new
    restaurant for a change.
  15. Noun bozukluk, bozuk para, paranın üstü.
    How much have you got in change? Ne kadar bozukluğun (bozuk
    paran) var?
    Here is your change: İşte paranızın üstü.
    Can you give me change for $ 1?
    small change: ufak/bozuk para.
    change purse: bozuk para çantası.
    No change given: Para bozulmaz.
    Keep the change: (Paranın) üstü (sende) kalsın.
  16. Noun değişik (yeni/temiz) elbise, yedek elbise.
    He brought a change of clothes: Yedek elbise getirdi.

    I need a change of clothes: Elbise değiştirmeliyim.
  17. Noun aktarma, nakil.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

behavioral change
davranış değişikliği Noun, Psychology
change one's attitude
tavrını değiştirmek Verb
change one's clothes
değişmek Verb
change one's condition
evlenmek Verb
change one's condition
halini değiştirmek Verb
change one's conditions
evlenmek Verb
change one's domicile
ikametgâhını değiştirmek Verb
change one's employment
iş değiştirmek Verb
change one's ground
fikrini değiştirmek Verb
change one's line of business
iş kolunu değiştirmek Verb
change one's line of business
işkolunu değiştirmek Verb
change one's lob of business
işkolunu değiştirmek Verb
change one's lodgings
ikametgâhını değiştirmek Verb
change one's mind
fikrini/kararını değiştirmek.
change one's mind frequently
zikzak yapmak Verb
change one's nfr
ses tonunu değiştirmek Verb
change one's opinion
fikrini değiştirmek Verb
change one's position
pozisyonunu değiştirmek Verb
change one's position
durumunu değiştirmek Verb
change one's position
mevkiini değiştirmek Verb
change one's profession
mesleğini değiştirmek Verb
change one's quarters
başka yere taşınmak Verb
change one's skin
tavır ve hareketini değiştirmek Verb
change one's tack
başka önlemlere başvurmak Verb
change one's tune
nağmeyi/makamı değiştirmek, ağız değiştirmek, fikrinden/sözünden/kararından dönmek, alçaktan almak.
change one's tune/note
pişman/nadim olmak.
You say you won't speak to me again, but you'll soon change your tune.
change one's underwear
çamaşır değiştirmek Verb
change one's vocation
mesleğini değiştirmek Verb
change one's way of thinking
kafa değiştirmek Verb
changes in legislation
yasal değişiklikler Noun, Law
personality change
kişilik değişimi Noun, Psychology
personality change
kişilik değişikliği Noun, Psychology
sex-change surgery
cinsiyet değiştirme ameliyatı Noun, Medicine
sex-change surgery
cinsiyet değiştirme operasyonu Noun, Medicine
to change one's tune
ağız değiştirme
to watch for a change to get one's share
dümenine bakmak (argo) Verb
(money) change
bozuk
(weather) to change
dönmek Verb
advocate of change
yenilikçi
agent de change
Paris veya İsviçre bankalarındaki simsarlar
agent de change
Brüksel
attitude change
davranış değişikliği
attitude change
tutum değişikliği
basic change
temel değişiklik
bring about a change
değişiklik yapmak Verb
bring about a change
bir değişiklik yapmak Verb
business change
konjonktür değişmesi
capital change
sermaye gelişimi
capital change
sermaye değişikliği
classification change
(ücret) grup değişikliği
climate change
iklim değişikliği Noun, Environment-Ecology
constant change
sürekli değişiklik
contract change
sözleşme değişikliği
contract change
sözleşme tadilatı
cosmetic change
göstermelik değişiklik Noun
culture change
kültür değişikliği
duty change
gümrük vergisinde değişiklik
economic change
konjonktür değişmesi
engineering change
teknik değişiklik Information Technology
for a change
değişiklik olsun diye
gear change
vites değiştirme
get change
bozuk para almak Verb
high change
(borsa) tavan fiyat
inventory change
envanter değişiklikleri Noun
last clear change
(otomobil) ani olarak önüne fırlayan bir kimseyi
last clear change
kazada mağdurun kusurlu bulunmasına rağmen
loose change
bozuk para
major change
büyük değişiklikler
make a change
yenilik yapmak Verb
material change
(kambiyo senedi) sonradan yapılan değişiklik
minor change
ufak değişiklik
net change
bir menkul kıymetin bir kapanış günü ile ertesi kapanış günü arasındaki fiyat değişikliği
net change
net kur değişikliği
observable change
belirgin değişiklik
on change
borsada
organizational change
teşkilat değişiklikleri Noun
parity change
parite değişikliği
peaceful change
barışçıl değişiklikler
peaceful change
barış içinde yer alan değişiklik
percentage change
yüzdesel değişim
political change
politik değişiklik
price change
fiyat değiştirme
rate change
tarife değişikliği
rate change
ücret tarifesi değişikliği
right of change
(sigorta) seçme hakkı
route change
güzergâh değişikliği Noun
rule change
kural değişikliği
schedule change
tarife değişikliği
sea change
büyük değişiklik
shift change
vardiya değişimi Noun, Employment
short change
paranın üstünü noksan vermek. Transitive Verb
short change
aldatmak, dolandırmak. Transitive Verb
small change
bozuk para. Noun
small change
önemsiz/değersiz kimse. Noun
structural change
yapısal değişiklik
sudden change
ani değişiklik
sudden change
ani değişiklikler
technological change
teknolojik değişim
territorial change
saha değişikliği
undergo a change
bir değişikliğe uğramak Verb
undergo a change
farklılaşmak Verb
verbal change
sözlerde değişiklik
violent change
şiddetli değişiklikler
weather change
hava değişikliği
winds of change
değişim rüzgârları Noun
without any change
aynıyla
without change
haliyle
change a bed
yatak takımlarını değiştirmek Verb
change about
değişip durmak, habire değişmek.
change around something
birşeyi bir yerden başka bir yere taşımak Verb
change around something
birşeyin yerini değiştirmek Verb
change color
(a) kızarmak, (b) rengi solmak/sararmak.
change course on ...
... konusunda taktik değiştirmek Verb
change course on ...
... konusunda tavır değiştirmek Verb
change down
vites küçültmek Verb
change down
vites düşürmek Verb
change for
(tren) aktarma yapmak Verb
change for dinner
akşam yemeği için giyinmek Verb
change foreign currency
döviz bozdurmak Verb
change front
(a)
ask. cephe değiştirmek, taarruz yönünü değiştirmek, (b) tutumunu/inanışlarını/ilkelerini değiştirmek.
change gear
vites değiştirmek (ABD'de
shift gears denir).
change down/up: vites küçültmek/büyütmek.
change hands
el değiştirmek, iyeliği başkasına geçmek.
change hands
el değiştirmek, başkasının eline/mülkiyetine geçmek.
change horses in midstream
dereyi geçerken at değiştirmek Verb
change in climate
iklim değişikliği
change in leardership
başkan değişikliği
change in par value
başa baş değerlerde değişiklik
change in partnership
ortaklıkta değişiklik
change in salary
maaş değişikliği
change in salary
ücret değişikliği
change in style
üslup değişikliği
change in the cabinet
kabine değişikliği
change in the cabinet
kabinede değişiklik
change in the management
yönetim değişikliği
change money
döviz bozdurmak Verb
change money
para değiştirmek Verb
change of account
hesap değişikliği
change of air
tebdili hava
change of attitude
tutum değişikliği
change of crops
almaşık ekim
change of design
mevzu değişikliği
change of design
konu
change of domicile
ikametgâh değişikliği
change of employment
iş değişikliği
change of goods
trampa
change of hands
el değiştirme
change of name
isim değişikliği
change of parities
kurlarda değişiklik
change of place
intikal
change of position mevki
pozisyon değişikliği
change of program me
program değişikliği
change of requirement
ihtiyaç değişikliği
change of tax law
vergi kanunundaki değişiklik
change of tendency
merak değişikliği
change of the situation
durumun değişmesi
change of use
kullanımda değişiklik
change of voyage
yolculukta değişiklik
change off
sıra ile rol yapmak, birbiri arkasına iki rol/iş yapmak veya çalgı çalmak, sıra ile kâh çalışıp kâh dinlenmek.
change order
değişiklik talimatı
change over
usul/tarz değiştirmek, bir usulden öbürüne geçmek.
change places
yer değiştirmek Verb
change places
yerinde olmak Verb
change places
yerine geçmek Verb
change places with another
biriyle yer değiştirmek Verb
change ringing
(kilise çan kulesindeki vb.) tonları değişik çanları âhenklice birbiri arkasına çalma. Noun
change sb's mind
çelmek Verb
change sides
taraf/parti değiştirmek, öbür partinin üyesi olmak.
change step
(yürüyüşte) adım değiştirmek.
change the bed
çarşafları değiştirmek Verb
change the fashion
modayı değiştirmek Verb
change the management
yönetim kurulunu değiştirmek Verb
change the venue
davayı başka bir mahkemeye havale etmek Verb
change trains
tren değiştirmek Verb
change up
(vites) yükseltmek Verb
change upon sb
rast gelmek Verb
change wheel
tekerlek değiştirmek Verb
change without notice
ihbarsız değişiklik
change your mind
fikir değiştirmek Verb
change your spots
bambaşka olmak Verb
bureau de change facilities
kambiyo servisi
expedient change of policy
uygun politika değişikliği
get change for
bozdurmak Verb
the change of life
kritik yaş
English-Turkish phrases from Zargan's own database