nut

English-Turkish Translation

  1. (ceviz, fındık, badem, kestane gibi) sert kabuklu yemiş.
    chestnut: kestane.
    hazelnut: fındık.

    walnut: ceviz.
    groundnut: yer fıstığı.
    almond: badem.
    pistachio: şam fıstığı.
  2. (ceviz içi, fındık içi vb. gibi) kuru yemiş.
  3. Botany sert kabuklu ve tek çekirdekli meyve (kestane, palamut, fındık, ceviz vb.).
    nut grow: fındıklık.
  4. deli, ahmak, budala, çatlakkafa.
    off one's nut: deli, kaçık, bir tahtası eksik.
    You must be
    off your nut: Sen aklını kaçırmışsın.
  5. meraklı, hevesli, kurt, bir şeyin meraklısı/kurdu/müptelâsı.
  6. (vida, cıvata) somun.
  7. Music (telli sazlarda) gergi mesnedi: tellerin altında bulunan ve telleri gergin tutan destek.
  8. Printing (bkz: en ) (2)

  9. nuts:
    argo - kaba taşak.
  10. kafa.
  11. ceviz (veya fındık vb. gibi kabuklu yemiş) toplamak.
    go nutting: ceviz/fındık toplamaya gitmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

do one's nut
çok canı sıkılmak, kızmak, öfkelenmek, tepesi atmak.
go off one's nut
oynatmak Verb
one one's nut
kaçık
one one's nut
deli
areca nut
areca ile ayni anlama gelir. bu ağacın cevize benzer meyvesi.
as sweet as a nut
iki dirhem bir çekirdek
betel nut
tembul fıstığı.
Brazil nut
Brezilya cevizi: G. Amerikada yetişen
Berthollitia excelsa ağacının üçgen kesitli, koyu kahverengi
kabuklu, içi cevize benzer meyvesi.
Noun
butterfly nut
kelebek başlı somun.
cashew nut
cashew ile ayni anlama gelir. baladur fıstığı: bu ağacın böbrek şeklinde ve kavrularak yenen çok lezzetli gevrek meyvesi.
castellated nut
kertik başlı somun.
chocolate-coated raisin or nut
draje
coffee nut
tohumları kahve yerine kullanılan yüksek bir ağaç
(Gymnocladus dioicus).
cola nut
kola cevizi: kafein ve teobromin içerir. Hafif içecek ve şuruplar yapmakta kullanılır.
connecting rod nut
biyel civatası Noun
coquilla nut
kokila cevizi
(Attalea funifera): G. Amerikada yetişen bir tür palmiyenin sert kabuklu oval meyvesi. Noun
coupling nut
bağlama somunu
ginger nut
zencefilli kurabiye. Noun
hard nut
çetin ceviz
ivory nut
fildişi kozalağı: G. Amerikada yetişen fildişi ağacının kozalağı olup nebatî fildişi adı ile düğme, süs
eşyası vb. yapmakta kullanılır.
Noun
ivory nut
diğer palmiyelerin buna benzer kozalakları. Noun
kola nut
kola cevizi: kafein ve teobromin içerir. Hafif içecek ve şuruplar yapmakta kullanılır.
kola nut
kola ile ayni anlama gelir. kola cevizi: B. Afrika, Antil adaları ve Brezilyada yetişen kola cevizi
ağacının kestane büyüklüğünde meyvesi. Kafein ve teobromin içerir. Eskiden soğuk şerbet yapmakta kullanılırdı.
linkage nut
bağlantı somunu
litchi nut
Çin eriği kurusu.
lock nut
emniyet somunu, kilit somunu. Noun
lug nut
(iri) cıvata somunu. Noun
macadamia nut
macadamia ile ayni anlama gelir. makadamya cevizi: bu ağacın sert kabuklu, içi yenen meyvesi.
monkey nut
fıstık.
movie nut
film delisi Noun
movie nut
film meraklısı Noun
movie nut
film hastası Noun
pili nut
pili ile ayni anlama gelir. bu ağacın bademi.
pilot nut
kılavuz somun
pine nut
çamfıstığı Food-Kitchen
pine nut
çam fıstığı Food-Kitchen
pistachio nut
pistachio ile ayni anlama gelir. şamfıstığı, Antep fıstığı.
souari nut
yağlı ceviz: G Amerikada yetişen
Caryocar nuciferum ağacının iri ve yağlı cevizi. Noun
stuffing nut
salmastra somunu.
threaded nut
cıvata somunu
thumb nut
kelebekli/kulaklı somun. Noun
tough nut
zor adam
union nut
bağlantı somunu
wheel nut
bijon Noun, Transport
white nut
butternut ile ayni anlama gelir. beyaz ceviz: K. Amerikada yetişen içi beyaz, yağlı bir ceviz.
wing nut
kelebekli/kulaklı somun. Noun
wing nut
kelebekli somun.
nut college (factory , house)
tımarhane
nut grass
fındıkotu
(Cyperus rotundus): ayak otugillerden fındık gibi kök urları olan bir tür ot.
cocograss
ile ayni anlama gelir.
Noun
nut house
tımarhane
nut key
somun anahtarı
nut pine
fındık çamı
(Pinus monophylla, P. edulis): Amerikada Kayalık dağlarda yetişen meyvesi yenir bir tür çam. Noun
nut washer
rondela
a hard nut to crack
başarılması güç iş
a hard nut to crack
etkilenemeyen kimse
as hard nut to crack
çatallı iş
as hard nut to crack
çetin ceviz
as hard nut to crack
idaresi güç kimse
as hard nut to crack
güç iş
cola nut tree

cola ile ayni anlama gelir. kola cevizi ağacı
(Cola acuminata) : küçük bir tropik ülke ağacı.
hard nut to crack
çetin ceviz
hard/tough nut to crack
çetin ceviz, dikkafalı, inatçı, anlaşmaya yanaşmayan/idaresi güç kimse, çetin/çatallı iş, müşkül mesele.
have a nut to crack with sb
biriyle paylaşılacak kozu olmak Verb
hex nut wrench
çatal anahtar
kola nut tree

cola ile ayni anlama gelir. kola cevizi ağacı
(Cola acuminata) : küçük bir tropik ülke ağacı.
English-Turkish phrases from Zargan's own database