objection

English-Turkish Translation

  1. Noun, Law itiraz
  2. Noun itiraz, red, protesto.
    I have no objection: İtirazım yok.
    make/raise an objection: itiraz/protesto
    etmek.
    make no objection to: itiraz etmemek, sakınca görmemek, razı olmak.
  3. Noun itiraz etme, reddetme, karşı koyma.
  4. Noun itiraz sebebi.
    If you have no objection: Mahzur görmezseniz.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

conscientious objector
vicdani retçi Noun, Rights-Freedoms
a procedural objection
usule müteallik defi
allow an objection
itirazı kabul etmek Verb
allow an objection
bir itirazı kabul etmek Verb
be open to objection
itiraza açık olmak Verb
brush aside an objection
bir itirazı susarak geçiştirmek Verb
brush aside an objection
itirazı susarak geçiştirmek Verb
conscientious objection
vicdani ret Noun, Rights-Freedoms
disallow an objection
itirazı kabul etmemek Verb
disallow an objection
bir itirazı kabul etmemek Verb
foreclose an objection
itiraz hakkını kaldırmak Verb
foreclose an objection
bir itirazı kaale almamak Verb
grant an application without objection
bir başvuruya olumlu yanıt vermek Verb
grant an application without objection
bir başvuruya itiraz etmeden olumlu cevap vermek Verb
ignore an objection
itirazı kabul etmemek Verb
ignore an objection
bir itirazı dikkate almamak Verb
ignore an objection
bir itirazı kabul etmemek Verb
immaterial objection
önemsiz itiraz
immaterial objection
etkisi olmayan itiraz
interpose an objection
araya bir itiraz koymak Verb
justifiable objection
haklı itiraz
lodge an objection
itiraz name vermek Verb
lodge an objection
itirazname vermek Verb
lodge an objection
bir itirazda bulunmak Verb
make an objection
itiraz etmek Verb
make no objection
itiraz etmemek Verb
make objection
itiraz etmek Verb
obviate sb's objection
birinin itirazıni önlemek Verb
offer objection
bir şeye itiraz etmek Verb
overcoming objection
şikâyetlerin giderilmesi
overcoming objection
satışa direnç biçimlerinin önceden tahmin edilerek bunlara geçerli yanıtlar hazırlanması
overrule an objection
itirazı reddetmek Verb
overrule an objection
bir itirazı reddetmek Verb
overruled objection
reddolunan itiraz
period for objection
itiraz süresi
pettifogging objection
kötülüğe hedef edilen itiraz
pettifogging objection
kötülüğü hedef edinen itiraz
preliminary objection
davayı engelleyen itiraz
preliminary objection
ilk itiraz Noun, Law
raise an objection
itiraz etmek Verb
raise an objection
itirazda bulunmak Verb
raise no objection
itirazı olmamak Verb
raising an objection
itiraz etme
refute an objection
bir itirazı reddetmek Verb
refute an objection
itirazı reddetmek Verb
right of objection
itiraz hakkı
start an objection
bir itirazda bulunmak Verb
start an objection
itirazda bulunmak Verb
sustain an objection
bir itirazı kabul etmek Verb
sustain an objection
itirazı kabul etmek Verb
sustain objection
bir itirazı kabul etmek Verb
sustained objection
itirazın yargıç tarafından kabulü
take no notice of an objection
bir itirazı kaale almamak Verb
take no notice of an objection
itirazı kaale almamak Verb
take objection
protesto etmek Verb
take objection
itiraz etmek Verb
technical objection
teknik itiraz
uphold an objection
bir itirazı kabul etmek Verb
valid objection
geçerli itiraz
without any objection
itirazsız
objection in point of law
davanın kararına itiraz
objection overrruled
itirazın yargıç tarafından reddi
objection sustained
itirazın yargıç tarafından kabulü
objection to a juror
jüri üyesine itiraz
objection to a witness
tanığa itiraz
objection to an arbitrator
hakeme itiraz
objection to detention
tutukluluğa itiraz Noun, Law
objection to election
seçime itiraz
objection to payment
ödemeye itiraz
objection to point of law
davanın kararına itiraz
objection to the jurisdiction
kaza yetkisine itiraz
objection to title
mülkiyet hakkına itiraz
chief objection to sb
birine karşı başlıca itiraz
file an objection to a bankrupt's discharge
bir müflisin ibra edilmesine itiraz etmek Verb
file an objection to a bankrupt's discharge
bir müflisin ibrasına itiraz etmek Verb
have a strong objection to sb
birine karşı kesin itirazı olmak Verb
have an objection to
mahzur görmek Verb
have strong objection to sb
birine karşı kesin itirazı olmak Verb
lodge an objection to the mark
(borsa , Br) bir kur tespitini protesto etmek Verb
set an objection aside
itiraz kabul etmemek Verb
take objection to sth
bir şeye itiraz etmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database