stink

  1. pis kokmak, kokuşmak, taaffün etmek.
    The place stank of decayed fish.
    cry stinking fish:
    kendi malını kötülemek.
    it stinks in the nostrils: koklayanın burnu düşer.
  2. pis/kirli/murdar olmak.
  3. berbat/kötü olmak.
    Your plan stinks.
  4. stink of/with: (parası vb.) pek çok olmak. He stinks of money: Pek çok parası var.
  5. pis koku.
    stink bomb: pis koku bombası.
  6. rezalet, utanca.
  7. şiddetli itiraz, açıkça şikâyet, protesto.
    raise a stink
    k.d. itiraz/şikâyet etmek, kıyameti
    koparmak, hâdise çıkarmak.
leşi çıkmak leş gibi kokmak Verb
olay çıkartmak Verb
şikâyet
kokutmak Verb
açıkça şikâyet etmek Verb
rezalet çıkarmak Verb
hadise çıkarmak Verb
itiraz etmek Verb
osuruk böceği
(Pentatomidae): dokununca pis koku çıkaran kanatlı böcek. Noun
yılan yastığı Noun, Botany
para içinde yüzmek Verb
para kokmak Verb
(a) pis pis kokutmak, pis koku ile doldurmak.
The burning pan has stunk the house out. (b) pis
koku ile kaçırmak.
The smell of his cooking is enough to stink us all out.
kokutmak, taaffün ettirmek.