supersede

  1. Transitive Verb yerine geçmek, yerini/görevini almak.
    Steam locomotives were supersedeed by diesel: Buharlı lokomotiflerin
    yerini dizel aldı.
  2. Transitive Verb yerine başkasını koymak/atamak.
    to supersede an official: bir memurun yerine başkasını atamak.
  3. Transitive Verb yerine başka bir şey koyarak iptal etmek.
    This catalogue supersedes previous issues.
bir mahkeme kararını iptal etmek Verb
yeni sistem getirmek Verb
bir memurun yerine geçmek Verb
eski bir makinenin yerine kaim olmak Verb
yeni bir sözleşme ile eskisini iptal etmek Verb