yaptığına pişman olmak, pişmanlık/nedamet duymak. 
 You'll grin on the other side of your face if you  have to pay for the damage you did.
                        
                        
                     
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir başkasının menfaatine kendi hayatını sigorta ettirmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir başkası menfaatine kendi hayatını sigorta ettirmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir kalemi ötekiyle dengelemek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir kalemi ötekiyle dengelemek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        karı kocanın birbirine karşı işlediği suç
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir aşırı uçtan ötekine geçmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir kapıdan girip ötekinden çıkmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir kulağından girip öbüründen çıkmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir kulağından girip ötekinden çıkmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Ha bu, ha öteki; ikisi de aynı, farketmez; ha Ali kel, ha kel Ali.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        biri veya öbürü. 
 one or the other of us: içimizden biri.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir muhasebe kalemini bir başkasına mahsup etmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir planı bir başkasıyla karşılaştırmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        .: geçen gün/gece/akşam vb.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        öbür aşırılık, ifratın tam başka türlüsü, zıt-aşırılık, tefrit. 
 to go from one extreme to the other: 
 bir aşırılıktan öbürüne (ifrattan tefrite) gitmek.
                        
                        
                     
                 
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        madalyonun öbür yüzü
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        madalyonun diğer yüzü
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        madalyonun öteki yüzü
                        
Noun                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tersine, aksine, bilâkis. 
 Jo didn't hit the policeman; it was the other way round: the policeman hit Jo.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        güldükten sonra pişman olmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir taraftan … , öbür taraftan da …
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        diğer taraftan, bundan başka, ayrıca, mamafih, fakat, lâkin. 
 I want the car very much, on the other  hand I can't afford to buy it.
                        
                        
                     
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        öteki konuklarından daha uzun süre oturmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir özel haberi yalnız kendi gazetesinde yayımlamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        karşı tarafa celpname göndermek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Durum değişti; eski çamlar bardak oldu.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        durum bunun tersine, iş anladığın gibi değil.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Belirli diğer ürünlerin satışı ile ilgili uzmanlaşmış aracılar (NACE kodu: 46.18)
                        
Noun, Trades-Professions                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Teşhis Veya Tedavi Amacıyla Hastaneler ve Diğer Tıbbi Kurumlarda Ücretsiz Olarak Ödünç Kullanılmak Üzere 
 Tıbbi, Cerrahi ve Laboratuvar Ekipmanlarının Gümrüksüz Olarak Geçici İthaline Dair Anlaşma
                        
Noun, International Law                        
                     
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        başkalarının işiyle uğraşma
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        başkalarının hukuki işlerine bakma
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yaz için başka fikirleri olmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
                        
Proper Name, Law                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun
                        
Proper Name, Law                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        mevcut başka seçenekler
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yolda başka arabaları sollamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yolda sık sık karşılaşmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Sağlık, eğitim, kültürel hizmetler ve diğer sosyal hizmetleri sağlayan kuruluşların faaliyetlerinin düzenlenmesi 
 (Sosyal güvenlik hariç) (NACE kodu: 84.12)
                        
Noun, Trades-Professions                        
                     
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        frank diğer paralara oranla değer kazandı