herhangi bir şeyle ilgili bulunan veya o şeyin tamamlayıcısı olan
(US) bir şey satın alabilmek için bir şeyi daha alma şartı
uygun düşmek, uymak, tutmak, tutarlı/çelişkisiz olmak.
His story ties in with the facts: Anlattıkları gerçeklere uyuyor.
mendiline düğüm atmak
Verb
parasını araziye bağlamak
Verb
şaşırıp kalmak, ne yapacağını bilememek, işin içinden sıyrılamamak.
(birisini) şaşırtmak, şaşkına çevirmek, çıkmaza sokmak.
koşullu (satış): bir malı alabilmek için başka birisini de birlikte satınalma şartı.
bağlantı, ilişki, ilgi, münasebet.