attempt

English-Turkish Translation

  1. Noun kalkışma
  2. kalkışmak, yeltenmek, girişmek, teşebbüs etmek, davranmak.
    to attempt to walk 10 km: 10 km. yürümeye
    kalkışmak.
    attempted murder/suicide/theft: cinayet/intihar/hırsızlık teşebbüsü.
    to attempt resistance: direnmeye yeltenmek.
    to attempt the impossible: imkânsız bir işe girişmek.
  3. çalışmak, gayret etmek, denemek, tecrübe etmek.
    He attempted a smile: Gülümsemeye çalıştı.
  4. (hayatına/canına) kastetmek, suikaste teşebbüs etmek.
    to attempt a person's life: bir kimsenin hayatına kastetmek.
  5. ayartmak, teşvik/tahrik etmek.
  6. kalkışma, yeltenme, girişme, girişim, teşebbüs.
    We failed in our attempt (to climb the mountain):
    (Dağa çıkma) teşebbüsümüz başarısızlığa uğradı.
  7. çalışma, gayret, sây, deneme, tecrübe (etme).
    to make an attempt at something/at doing something/to
    do something: bir şeye/bir işi yapmaya çalışmak/gayret etmek.
    He made an attempt to finish his studies: Öğrenimini bitirmeye gayret etti.
  8. suikast, (cana) kastetme.
    an attempt on/upon one's life: birisine suikast teşebbüsü.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

in a desperate attempt to save one's life
can havli ile
to attempt suicide
intihara teşebbüs etmek Verb
to attempt suicide
intihar teşebbüsünde bulunmak Verb
to attempt suicide
intihar girişiminde bulunmak Verb
15 July coup attempt
15 Temmuz darbe girişimi Proper Name, Politics-Intl. Relations
abandon an attempt
bir teşebbüsü bırakmak Verb
assassination attempt
suikast teşebbüsü Noun, Politics-Intl. Relations
assassination attempt
suikast girişimi Noun, Politics-Intl. Relations
assassination attempt
suikast girişimi Noun, Politics-Intl. Relations
at the first attempt
ilk ağızda
bungling attempt
beceriksiz girişim
burglary attempt
hırsızlık girişimi
completion of an attempt
bir girişimin sona ermesi
conjunct attempt
ortak girişim
constitute an act of attempt
yapılan girişimlerin raporunu hazırlamak Verb
coup attempt
darbe girişimi Noun, Politics-Intl. Relations
criminal attempt
suç girişimi
escape attempt
firar girişimi
fail an attempt
bir sabotajı engellemek Verb
first attempt
ilk girişim
flaut sb's attempt
birinin girişimini alaya almak Verb
futile attempt
boş girişim
half- hearted attempt
isteksiz girişim
homicidal attempt
cinayete teşebbüs
homicidal attempt
adam öldürme teşebbüsü
ill- judged attempt
tedbirsiz girişim
ineffectual attempt
boş girişim
invasion attempt
istila girişimi
make an attempt
girişimde bulunmak Verb
make an attempt
bir girişimde bulunmak Verb
make another attempt
yeni bir teşebbüste bulunmak Verb
make another attempt
yeni bir girişimde bulunmak Verb
murderous attempt
adam öldürme girişimi
murderous attempt
cinayet teşebbüsü
occupation attempt
işgal girişimi Noun, Military
premeditated and unlawful attempt
taamüden hukuk dışı teşebbüs
rescue attempt
kurtarma girişimi
resistance attempt
direnme girişimi
serious attempt
ciddi teşebbüs
smear attempt
lekeleme girişimi
solution attempt
çözüm girişimi Noun
strike attempt
grev teşebbüsü Noun, Employment
suicide attempt
intihara teşebbüs Noun
suicide attempt
intihar teşebbüsü Noun
suicide attempt
intihar girişimi Noun
to make punishable attempt
ceza gerektiren hareket yapma girişimi
vain attempt
boşa çıkan girişim
attempt a bold flight
cesareti ele alıp kaçmaya çalışmak Verb
attempt against life
cana kast
attempt against life
öldürmeye teşebbüs
attempt against the liberty of the people
halkın özgürlüğünü kaldırmaya yeltenme
attempt at conciliation
uzlaşma girişimi
attempt at explanation
izah etmeye çalışma
attempt at fraud
sahtekârlık teşebbüsü
attempt at interference
müdahaleye kalkışma
attempt at intimidation attempt to intimidate
gözdağı vermeye çalışma : gözdağı vermeye çalışma
attempt at murder
cinayete teşebbüs
attempt at murder
öldürmeye teşebbüs
attempt at reconciliation
uzlaşma girişimi
attempt at theft
hırsızlık teşebbüsü
attempt at thieving
hırsızlık teşebbüsü
attempt at violence
şiddete başvurma teşebbüsü
attempt at violence
şiddet girişimi
attempt crime
cürme teşebbüs
attempt impossibilities
imkânsıza kalkışmak Verb
attempt on sb's life
birinin hayatına kastetme
attempt sb's life
birisinin hayatına kastetmek Verb
attempt something hit or miss
bir şeye rastgele kalkışmak Verb
attempt to commit a crime
suça teşebbüs Noun, Criminal Law
attempt to defraud
dolandırıcılık teşebbüsü
attempt to do something
birşeyi yapmaya yeltenmek Verb
attempt to do something
birşeyi yapmaya kalkışmak Verb
attempt to do something
birşey yapmayı denemek Verb
attempt to do something
birşeyi denemek Verb
attempt to do something
birşey yapmaya çalışmak Verb
attempt to do sth
bir şeye kalkışma
attempt to do sth
emeklemek Verb
attempt to influence fair trial
adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs Noun, Law
attempt to influence judicial authorities
yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs Noun, Law
attempt to monopolize
tekele alma girişimi
attempt to obstruct the proceedings
hukuki takibatı engellemeye çalışma
attempt to offer resistance
direnç göstermeye çalışma
attempt to overthrow the government
hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs Noun, Criminal Law
attempt to procure abortion
çocuk düşürme teşebbüsü
attempt to procure abortion
çocuk aldırma girişimi
attempt to procure abortion
çocuk düşürme girişimi
attempt to quit
terk etme girişimi
attempt to quit
terketme girişimi
attempt to sabotage
sabotaj girişimi
attempt to solve a problem
bir sorunu çözmeye çalışmak Verb
attempt to speak
konuşmaya yeltenme
attempt to subvert the Constitutional order
anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs Noun, Law
abandon the attempt in despair
umutsuzluk içinde girişimden vazgeçmek Verb
an attempt to escape
kaçış teşebbüsü
make an attempt (on) sb's life
birinin hayatına kastetmek Verb
make an attempt at doing sth
bir şey yapmaya kalkışmak Verb
make an attempt at sb's life
birine suikast düzenlemek Verb
make an attempt on sb's life
birine suikast düzenlemek Verb
make an attempt on the record
rekor kırmaya çalışmak Verb
make an attempt on the state
darbe girişiminde bulunmak Verb
make an attempt on the state
darbe girişim inde bulunmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database