yolda

Turkish-English Translation

  1. under way
  2. en route
  3. on the way
  4. (Fr.) en route
  5. in the pipeline
  6. on the wing
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Yarı yolda bırakamam.
In for a penny, in for a pound. Sentence, Idioms
bu yolda
for this purpose Adverb
doğru yolda
on the right track
düşünceleri doğru olmayan yolda
off the beam
gerek yolda
at and from
yanlış yolda
off the trail
yarı yolda
halfway
yarı yolda
midway
yolculuk esnasında (halinde ; yolda
in itinere
yolda başka arabaları sollamak
to overtake other cars on the road Verb
yolda bulunan yük
floating cargo
yolda cam gibi buz
black ice
yolda çukur
dip in the road
yolda çukur
depression in a road
yolda duraklaya duraklaya gitmek
to loiter Verb
yolda gezinmek
to shimmy Verb, Transport
yolda iken tutmak
to intercept Verb
yolda kalan otomobillere koşan tamir ekibi
breakdown gang
yolda kalmak
to fizzle Verb
yolda kalmak
to be stranded Verb
yolda kalmış
road bound
yolda konaklayarak yolculuk edebilmeyi mümkün kılan bilet
stopover ticket
yolda olmak
to be on their way Verb
yolda olmak
to be en route Verb
yolda olmak
to be on the way Verb
yolda olmak
to be on the road Verb
yolda oyalanmak
to loiter Verb
yolda sadece üç istasyonda durarak gitmek
to go with only three stops Verb, Transport
yolda sık sık karşılaşmak
to pass each other frequently in the streets Verb
yolda trafik sıkışıklığı
much traffic on the roads
yolda trafik sıkışıklığı
much traffic on the road
yolda viraj var
there is a bend in the road
(yolda)
stop over at
ana yolda araba sürmek
to drive out main street Verb
başarıya giden doğru yolda olmak
to be on the highway to success Verb
birini yarı yolda bırakmak
to let someone down Verb
birini yarı yolda karşılamak
to meet someone half- way Verb
birini yarı yolda karşılamak
to meet someone half way Verb
birini yarı yolda karşılamak
to meet someone half-way Verb
birini yolda görmezlikten gelmek
to give someone the go- by in the street Verb
birinin yolda karşısına çıkmak
to cross sb's path Verb
bulunmuş kaybolan bagajın yolda olması
baggage en route
gönderilen bir mesajı yolda alıkoymak
to intercept a messenger Verb
kendi bildiği yolda gitmek
to take one's own course Verb
sisten yolda kalma
held up by fog
sürekli yolda olmak
to be on a merry go round Verb
tek yönlü yolda ters gitmek
to drive the wrong way in a one-way street Verb
yakıt kalmadığı için yolda kalmak
to be stranded through lack of fuel Verb
yanlış yolda olmak
to be on the off point Verb
yanlış yolda olmak
to be off the track Verb
yanlış yolda olmak
to be in the wrong box Verb
yanlış yolda olmak
to be on the wrong tack Verb
yarı yolda buluşmak
to meet half-way Verb
yarı yolda buluşmak
to meet halfway Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database