ânide, birdenbire, apansızın.
ansızın, birdenbire, âniden, âni olarak, beklenmedik anda.
sinirleri çok gergin olmak
Fiil
hepsi aynı şey olmak
Fiil
herkesin aynı fikir de olması
herkes aynı fikirde olmak
Fiil
birden şaşkına dönmek
Fiil
çok şaşırmak, şaşırıp kalmak, hayretten küçük dilini yutmak.
I was struck all of a heap: Şaşırıp kaldım.
...'in hemen hemen tamamı
İsim
bütün masraflar çıktıktan sonra
dünyanın dört bir yanı
İsim
...'in bir kısmını veya tamamını
İsim
...'in bir kısmı veya tamamı
İsim
harekâtın bütün safhaları
İsim
harekâtın bütün safhaları
İsim
toplumun tüm kesimleri
İsim
toplumun tüm kesimleri
İsim
bütün farklı fikirler
İsim
rengârenk, her türlü renk.
to paint the house (in) all the colors of the rainbow: evi her türlü renge boyamak.
bu politikanın bütün dalları
İsim
toplumun tüm kesimleri
İsim
toplumun çeşitli kesimleri
İsim
...'in her aşamasında
Zarf
...'in tüm aşamalarında
Zarf
tüm çelik ithalatının yasaklanması
bir şeyin lehinde olmak
Fiil
melekelerine hâkim olmak
Fiil
bir şeyle hiç ilgisi olmamak
Fiil
tatminkâr, memnun edici.
The way he saved that girl's life was a bit of all right: O kızın hayatını
kurtarması, memnun edici bir şeydi.
Herhangi Bir Biçimde Tutulan Veya Hapsedilen Kişilerin Korunması İçin Prensipler Bütünü
İsim, Uluslararası Hukuk
muhakkak, mutlaka, herhalde, elbette.
no manner of doubt: kuşkusuz, hiç şüphe yok.
bir sorunu etraflıca ele almak
Fiil
bir şeyi her açıdan ele almak
Fiil
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi
İsim, Hukuk
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Sözleşme
İsim, Uluslararası Hukuk
çok fahiş fiyata mal olmak
Fiil
her türlü mal ticareti yapmak
Fiil
Din veya İnanca Dayanan Her Türlü Hoşgörüsüzlüğün ve Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri, Dine
veya İnanca Dayalı Müsamahasızlığın ve Ayırımcılığın Bütün Şekilleriyle Ortadan Kaldırılması Hakkında Bildiri
İsim, Uluslararası Hukuk
bütün öç alma düşüncelerini aklından çıkarmak
Fiil
bütün maddi kaynaklardan tasarruf hakkı
bütün maddi kaynakların tasarruf hakkı
her türlü kuşku olasılığını bertaraf etmek
Fiil
bütün öteki nedenler hariç
ilkönce, en evvel, herşeyden önce, evvelemirde.
first of all let me say how glad I am to be here. first off, let's see where we agree and disagree.
birinin bütün parasını soymak
Fiil
birinin parasını çalmak
Fiil
(faa) bütün avaryalar hariç
...'in dört bir yanından
Zarf
toplumun her kesiminden
Zarf
... için gereken herşeye sahip olmak
Fiil
bütün iddiaları bertaraf etmiş olmak
Fiil
her çeşit insanla temasa geçme fırsatı olmak
Fiil
her çeşit insanla temasa geçme fırsatı olmak
Fiil
bütün engellere karşın yolunda gitmeye devam etmek
Fiil
Her Kişinin Zorunlu Kaybedilmeye Karşı Korunmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme
Özel Isim, Hukuk
Her Türlü Irk Ayrımcılığının Tasfiye Edilmesine Dair Uluslararası Sözleşme
İsim, Uluslararası Hukuk
Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme
İsim, Uluslararası Hukuk
...'in her aşamasında
Zarf
...'in tüm aşamalarında
Zarf
bütün kural ve nizamlara karşı gelme
taleplerin tamamıyla ödenmesi
tüm nakliye masrafları dahil
en iyisi istifa etmek olurdu
birinin parasını soymak
Fiil
bir davanın bütün gerçeklerini birinin önüne sermek
Fiil
(a) hepsinden daha az/önemsiz/küçük.
He deserves it least of all: O buna herkesten daha az lâyıktır/müstahaktır
(hiç de lâyık/müstahak değildir). (b) bilhassa … değil, hele … hiç.
least of all would I wish to offend him: Hele onu hiç gücendirmek istemem.
No one, least of all children, paid attention: Hiç kimse, hele (özellikle) çocuklar hiç dikkat etmediler.
en azından (he deserves it of all = ona en az o layık
nisbet duygusunu yitirmek
Fiil
korkunç boyutlara varmak
Fiil
bir geminin bütün mürettebatıyla birlikte batması
bin bir dereden su getirmek
Fiil
ötekiler/hepsi/herkes arasından.
That man of all others: Bütün ötekiler arasından bu adam …
Fancy coming this day of all others: Başka gün kalmamış gibi sen tut da bugün gel!
Böyle rezillik olmaz!
Cümle
Böyle rezillik olmaz!
Cümle
bütün bunlara ek olarak
Zarf
tüm bunlara ek olarak
Zarf
bütün bunlara ilaveten
Zarf
tüm bunlara ilaveten
Zarf
tanınmayacak/inanılmayacak derecede.
The social structure has changed beyond recognition .
bütün hükümet dairelerinin harcamalarını kontrol etmek
Fiil
bütün aile üyelerine geçirmek
Fiil
her yaştan insan, her yaştaki insan, yediden yetmişe herkes, küçüklü büyüklü herkes
İsim
her din ve mezhepten kişiler
İsim
her kalem eşyadan yüzde 5 indirim
birini her türlü sorumluluktan kurtarmak
Fiil
bütün hakların mahfuz olması
aklı yerinde olmak (bütün akli melekelerine sahip olmak
Fiil
biri hakkında her türlü yalan yaymak
Fiil
bir sorunun her yönünü incelemek
Fiil
en iyisi istifa etmek olurdu
bütün utanma duygusunu bir yana bırakmak
Fiil
her türlü bankacılık hizmeti yapmak
Fiil
her türlü avarya hariç taahhüt edilmiştir
Böyle rezillik olmaz!
Cümle
! hoppala! bir bu eksikti!
herkesin erişebileceği yerde