(a) (duygularını) tutmak, baskı/kontrol altında/kapalı tutmak. He kept all of his anger bottled up
inside him: Bütün öfkesini içinde kapalı tuttu. (b) tıkanmak, sıkışıp kalmak. The traffic was bottled up in the tunnel: Trafik tünel içinde sıkışıp kaldı.