for nothing

  1. (a) bedava, beleş, parasız, ücretsiz, (b) boşuna, beyhude, (c) sebepsiz, hiç sebep yokken, bir hiç için.
hiçbir işe yaramaz olmak Fiil
hiçbir işe yaramaz
hiçe sayılmak Fiil
heba olmak Fiil
bedavaya gitmek Fiil
hayırsız
hiçbir eksiği olmamak Fiil
hiçbirşeye gereksinim duymamak Fiil
hiçbir eksiği bulunmamak Fiil
hiçbirşeye ihtiyaç duymamak Fiil
hiçbirşeye ihtiyacı olmamak Fiil
tevekkeli değil, sebepsiz değil.
Not for nothing there is a shortage of food: It rained very little last summer.
bedavadan kazanç
her şeye sahip olmak Fiil
hiçbir eksiği bulunmamak Fiil
hiçbirşeye muhtaç olmamak Fiil
nefret etmek.
I don't love you and I care nothing for your money and your title: Seni sevmiyorum,
parandan da, unvanından da nefret ediyorum.
boşa çalışmak Fiil
başka çare yok.
With the bridge destroyed, there was nothing for it; we had to swim: Köprü yıkıldığından
yüzmekten başka çaremiz kalmamıştı.