birinin düşüncelerinin ardında sakladığı şey
sözünü eylemle desteklemek
Verb
sırtı yere gelmek, bozguna/hezimete uğramak.
kirası birikmiş olmak
Verb
(a) durmadan taciz/bizar etmek, illâllah dedirtmek,
k.d. tepesine binmek, başının etini yemek.
His wife is always on his back if he comes home late: Eve geç gelirse karısı başının etini yer. (b) arka üstü/hasta yatmak.
köşeye sıkıştırılmış durumda olmak
Verb
çok sıkı çalışmak.
He broke his back to finish writing the book on time.
başarısızlığa uğratmak, belini bükmek/kırmak, iflâs ettirmek.
His family's extravagancy is breaking his back.
zihnen geçmişe gitmek
Verb
rezervden yemeğe başlamak
Verb
rezervden yemeye başlamak
Verb
arabasına yeniden binmek
Verb
yaptığı masrafları geri almak
Verb
iyiliğe iyilikle karşılık vermek
Verb
birinden öcünü almak
Verb
bir şeyin acısını çıkarmak
Verb
başından uzaklaşmak, kusur bulmaktan/taciz etmekten vazgeçmek.
Get off my back! Bırak yakamı!
(Beni daha fazla rahatsız etme).
acısını burnundan fitil fitil getirmek
Verb
öcünü almak, kuyruk acıcını çıkarmak.
(Sırtındaki gömleğine kadar) herşeyini vermek/feda etmek.
taahhüdünü yerine getirmemek
Verb
doğduğu yere geri dönmek
Verb
eski anılarını tazelemek
Verb
eski alışkanlıklarına dönmek
Verb
(a) mütemadiyen tehlikeli ilâçlar almak, (b) bir kimseden sürekli nefret etmek.
gözünden bir şey kaçmamak, herşeyi görmek.
He has eyes at the back of his head: Onun gözünden
bir şey kaçmaz, görmediği yoktur.
ümitsiz/müşkül durumda olmak, sıkışmak, çıkmaza saplanmak.
The inflation is beyond the control, and the economy's really got its back to the wall.
destekleyicisi bulunmak
Verb
bir şehri avucunun içi gibi bilmek
Verb
bir şehri avucunun içiymiş gibi tanımak
Verb
şehir hrii avucunun içiymiş gibi tanımak
Verb
yükü kendi sırtına yüklemek
Verb
nose
argo ilgilendirmeyen, zararı dokunmayan, zararsız.
(a) birisini şiddetle azarlamak, kulağını çekmek, (b)
Brit. kulak vermek, dikkatle dinlemek.
pin back your ears: dikkatle dinleyin!
bir işten elde edilen kârı yeniden işe yatırmak
Verb
var kuvvetiyle/bütün gücüyle çalışmak, gayretle işe sarılmak/koyulmak, kendini tamamen işine vermek.
dişini tırnağına takarak çalışmak
Verb
birinin canını sıkmak, bizar etmek, kızdırmak.
He always puts my back up by making those silly jokes.
kızmak, canı sıkılmak, tepesi atmak, küplere binmek.
She gets her back up whenever her younger brother makes fun of her dates.
birinin ardından laf söylemek
Verb
dalkavukluk/yağcılık etmek, yaltaklanmak.
vasıtalarda ters oturmak
Verb
eski alışkanlıklarına dönmek
Verb
birinin arkasından konuşmak
Verb
saçma sapan konuşmak
Verb
saçmalamak, ne dediğini bilememek, ağzından çıkanı kulağı işitmemek.
soyunun nerden geldiğini bulmak
Verb
soyu eski bir aileden gelmek
Verb
(a) geride bırakmak, (öfke, kin vb.'ni) unutmak, (b) ihmal etmek, yüz/sırt çevirmek, terketmek.
He turned his back on his own family when they needed help.
bir şeye sırt çevirmek
Verb
bir köpeği ıslıkla çağırmak
Verb
ölmek var dönmek yok, geri dönüş imkânsız.
(savaş vb.) son bir gayretle, mezbuhane, can havliyle, canını dişine takarak, ric'at hattı kesilmiş olarak.
kendini kontrol etmek
Verb
bir şeyin iadesini istemek
Verb
sermayeyi memlekete geri göndermek
Verb
yüksek vergi oranları uygulayarak hükümetin halkın bir bölümünden geri aldığı para
arka kapısı olan otomobil
geri kiralama (bir mülk sahibinin sermaye olarak kullanmak üzere nakit elde etmek için uyguladığı bir
yöntem , bir sermaye malını sattıktan sonra onu
böylelikle ilk mal sahibi iş yerini boşaltmak zorunda kalmaz ve gayri menkul varlıklarını nakde dönüştürerek sermaye sağlamış olur
geriye doğru adım atmak
Verb
geçmişte olanları düşünmek
Verb
altın sertifikası ya da banka senedi
teminat olarak verilen tahvil
teminat olarak verilen senet
boşaltma limanında navlunun zamanında ödenmemesinden doğan ek ücretler
pazarlama kampanyasıyla ilgili ikincil bilgi
yeniliğe karşı halkın tepkisi
karayolu taşıyıcısının geri dönerken taşıyacağı yük
yerli yerine oturtmak
Verb
banknotların karşılığı olmak
Verb
geriletmek
Verb, Information Technology
iki pazarda aynı malın fiyatının normal fiyat farkından düşük olması
arbitraj muamelesinde normal fiyat farkından aşağı olan miktar
geriletme (geriye alma) karakteri
gerileme
Information Technology