öğrenim durumu
                        
Noun, Education-Training                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        eğitim durumu
                        
Noun, Education-Training                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        zemin üzerinde iyi belirmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        eğitim durumu
                        
Noun, Education-Training                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        öğrenim durumu
                        
Noun, Education-Training                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        etnik köken
                        
Noun, Politics-Intl. Relations                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        konuya açıklık getirmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        belirsiz, muğlâk, farkedilmeyen, göze gözükmeyen.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gizli/örtülü tutmak, göstermemek, arka planda kalmak. 
 He kept his dishonest dealings in the background .
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        arkaplan dansçısı
                        
Noun, Employment                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir felaketten kaynaklanmayan yokolus
                        
Noun, Biology                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        artalan işi
                        
Information Technology                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        arka plan ışığı
                        
Noun, Cinema                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        destekleyici müzik, dip/fon müziği.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        geriden gösterim: film veya TV için çekilecek olaya sahne olmek üzere önceden çekilip perde üzerine izdüşürülmüş resim.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        olayın ardındaki gerçekler
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        şahsın geçmişinin araştırılması
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        pazarlama kampanyasıyla ilgili ikincil bilgi
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir radyo yayını ya da filmde ses efektleri ya da fon müziği