minicik bir kuş (açıklanmak istenmeyen haber kaynağı için kullanılır).
A little bird told me:
Minicik bir kuş söyledi (gizlice öğrendim).
adjutant ile ayni anlama gelir. Hint leyleği
(Leptoptilus): Hindistanda yaşayan iri bir leylek.
kuşlar gibi özgür
Adjective
kuşlar kadar özgür
Adjective
bishop ile ayni anlama gelir. çulha kuşu
(Euplectes): Afrikada bulunan renkli bir kuş türü.
mandakuşu
(Molothrus ater) : K. Amerikada manda sürüleri arasında yaşayan kargaya benzer bir kuş.
(av) tuzak kuşu, (b) müşterileri celbetmek için vitrinde gösterilen fevkalâde (ve tek) kelepir mal.
Noun
sedir kuşu
(Bombycilla cedorum): sarımtrak kahverengi tüylü K. Amerika kuşu.
Noun
timsah kuşu
(Pluvianus aegyptius): güneşlenen timsahların sırtına konup derisindeki parazit böcekleri yiyen Afrika kuşu.
dickey ile ayni anlama gelir. küçük kuş.
erken kalkan.
The early bird catches the worm: Erken kalkanın nasibi bol olur.
erkenci, erken kalkan/davranan/gelen kimse.
Noun
Avrupa ile ABD arasında telefon/TV haberleşmesi sağlayan uydu.
Noun
çok az yemek.
She eats like a bird, yet she can't loose weight.
çok az yemek, iştahsız olmak.
birine orta parmakla hareket çekmek
Verb
birine hareket çekmek
Verb
bora kuşu
(Fregata aquila): çok uzun kanatlı, çengel gagalı, ayakları perdeli, çok hızlı uçan
yırtıcı deniz kuşu.
hurricane-bird, man-o'-war bird ile ayni anlama gelir.
Noun
asılacak herif, ipten kazıktan kurtulmuş kimse.
av kuşu, özellikle bıldırcın.
Noun
bora kuşu, fregat kuşu
(Fregato aquila).
mavi ispinoz
(Passerina cyanea): K. Amerikada yaşar. Erkeği parlak lâcivert, dişisi kahverenkli tüylüdür.
Noun
sık sık hapishaneye düşen kişi
(a) fare kuşu
(Colius): konik gagalı, yumuşak tüylü ve uzun kuyruklu bir Afrika kuşu, (b) örümcek kuşu.
geceleyin dolaşan (külhanbeyi) bir kimse.
Noun
tui, alacakuş
(Prosthemadera novae-zealandiae): balcıgillerden Yeni Zelandada yaşayan kara renkli, gerdanı beyaz ötücü kuş.
Noun
beyaz göğüslü serçe.
Noun
al-kuyruklu tropik kuşu
(Phaethon rubricauda). Tropik bölgelerde yaşayan ak parlak tüylü, kırmızı kuyruklu bir kuş.
Noun
kurtkıyan
(Buphaga africana): sığırcıkgillerden ötücü bir kuş.
sekreter kuş
(Sagittarius serpentarius). Kulak arkasındaki tüyleri kaleme benzeyen 1.2 m boyunda iri Afrika kuşu.
çömlekçi kuşu
(Seiurus aurocapillus).
aşağılama, küçük görme, istihkar etme, yuhalama.
tahkir edilmek, yuhalanmak.
He got the bird when he came out on stage: Sahneye çıkınca yuhalandı.
(birini) yuhalamak, yuha çekmek, tahkir etmek.
He was given the bird when he announced a tax increase.
dönence kuşu
(Phaethontidae): Tropik bölgelerde yaşayan kara benekli beyaz tüylü, uzun kuyruklu
ve parmakları zarlı birkaç çeşit kuş.
Noun
tepeli kuş
(Cephalopterus ornatus): erkeğinin tepesinde şemsiye gibi mavi sorgucu olan G. Amerika kuşu.
Noun
yağmurkuşu, suda gezen uzunbacaklı kuş.
wading-birds: yağmurkuşugiller
(Charadriidae).
Noun
kuş ötüşüne benzer ses.
Noun
kuş sesi çıkaran düdük.
Noun
kuş kirazı (ağacı)
(Prunus padus).
Noun, Botany
avlanan kuşları yakalayıp getiren köpek.
Noun
kuş çayırı
(Poa trivialis): K. Amerikanın ılıman bölgelerinde yetişir.
Noun
eldeki kuş.
A bird in (the) hand is worth two in the bush: Eldeki bir kuş daldaki iki kuştan iyidir.
cennet kuşu: Yeni Gine ve civarındaki adalarda yaşayan
Paradisaeidae familyasından parlak tüylü bir kuş.
(a) göçmen kuş, (b) bir yerde geçici olarak kalan kimse.
avcı kuş, yırtıcı kuş (kartal, atmaca, şahin vb.).
kuş biberi
(Capsicum frutescens).
av saçması: kuş avlamakta kullanılan ufak saçma.
kuş meraklısı, kuşları incelemeye meraklı kimse, kuşçu.
beak ile ayni anlama gelir. kemer vb.'de kuş gagası gibi çıkıntı.
ayrıntılara dikkat etmeden genel bakış
(a) kuş yuvası, (b)
argo backlash (4).
kuşbakışı, yüksekten/uzaktan görülen.
a bird's-eye view of the city: şehrin kuşbakışı görünüşü.
Adjective
özet, kısa, acele, sathî, üstünkörü.
a bird's-eye view of ancient history: eskizaman tarihine kısa bir bakış.
Adjective
kuşgözü: kuşgözüne benzer benekleri olan.
bird's-eye tweed: kuşgözü tüvid.
Adjective
çuhaçiçeği, yavşanotu gibi küçük, yuvarlak, parlak renkli çiçekler açan bitkiler.
Adjective
kuşgözüne benzer dokuma.
Adjective
sinema ve TV projektörü olarak kullanılan bir nevi lamba.
kuşgözü kereste: koyu yuvarlak benekleri olan akçaağaç kerestesi.
benekli çuhaçiçeği
(Primula farinosa): Avrupa ve Asyanın dağlık bölgelerinde yetişen küçük leylâk
renkli ve sarı benekli çiçekler açan bir bitki.
bird-foot ile ayni anlama gelir. kuşpençesi: yaprak veya çiçekleri kuş ayağına benzeyen bitkilerden
herhangi biri, özellikle
Ornithopus türü.
kuşpençesi eğrelti
(Adiantopsis radiata): ABD'nin sıcak bölgelerinde yetişir.
beşli yonca
(Lotus corniculatus).
sarıgözlü menekşe
(Viola pedata): sarıbenekli iri mavi-beyaz çiçekler açan bir tür menekşe.
büyük cennet kuşu
(Paradisea apoda): sırtı ve kanatları kahverengi, karnı menekşe rengi, başı,
kuyruğu, boynu sarı, uzunluğu 1 m. ötücü kuş.
Noun
cardinal ile ayni anlama gelir. kardinal kuşu
(Richmondena cardinalis): erkeği parlak kırmızı
tüylü ve tepelikli bir tür K. Amerika ispinozu.