borsa simsarlarının ikrazatı ya da müşterilerin marj programlarını teminat altına almak için borsa simsarlarının
kendileri veya müşterisi için menkul
bir sanatçının üzerine çıktığı platform
oy sandığı, seçim sandığı.
kara kutu: özellik ve görevleri belli, elemanları belirlenmemiş elektrik devresi.
Noun
onay kutusu
Information Technology
kapatma kutusu
Information Technology
birleşik giriş kutusu
Information Technology
belgelerin saklandığı sandık
iletişim kutusu
Information Technology
trende köpek taşımaya mahsus furgon
(tiyatro) sahne yanı locası
damper kasası
Noun, Transport
bir faks (faksimile) makinesinde bilgisayarlı belge saklama bölümü
tuvalet sifon su deposu
Noun
sigorta kutusu
Noun, Transport
kapak gövdesi vana mahfazası
alet tablosu eldiven gözü
içinde değerli mal olan posta paketi
optik disk kutusu
Information Technology
(elektrik) bağlantı kutusu
bu terim ayrıca bazı bankalarca sağlanan kiralık banka kasası kutularını da kapsar
kişisel kullanım için bir kasa ya da güvenlikli kutu
boya kutusu
Information Technology
maden ocağında su boşaltma borusu
postahanedeki özel mektup kutusu
postanedeki özel mektup kutusu
kaydırma kutusu
Information Technology
(demiryollarında) kumanda kulesi
kayak kutusu
Noun, Transport
alelacele yapılan konuşmacı kürsüsü
transfer kutusu
Noun, Transport
yardımcı vites kutusu
Noun, Transport
katlanıp kutu şekline sokulabilen yatak.
Noun
kutu şeklinde basit fotoğraf makinesi.
Noun
arkası bele oturmayan palto.
Noun
(kalın) arabacı paltosu.
Noun
dikdörtgen kesitli lâğım.
Noun
posta kutusu sahibi (posta kutusu kiralayan kişi ; postası kendisine ulaştırılan kırsal alanda yaşayan kişi
tıkamak, kapamak, mahsur bırakmak.
to feel boxed in: kendini mahsur/kapatılmış hissetmek.
gazete ilanlarına verilen cevapların gönderildiği gazete posta kutusu numarası
boru anahtarı (lokma anahtarı , somun anahtarı)
bir malı kutuya koyup ambalajını yapmak
Verb
(Br) üstü ve etrafı tamamıyla kapalı yük vagonu