Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
boy ...
Cozy
Terms/Phrases
Turkish-English
Terms/Phrases
English Turkish Phrases
boy
oğlan, oğul, (18 yaşından küçük) erkek çocuk.
boys will be boys
: Çocuk çocuktur/çocukluğunu yapacak.
I have known him from a boy
: Onu çocukluğundan beri tanırım.
I lived here as a boy
: Çocukluğum burada geçti.
Bad boy! = Naughty boy!
Yaramaz çocuk!
boy
delikanlı, henüz tam olgunlaşmamış genç adam.
boy
(samimî konuşmalarda) erkek.
boy
(ırk, milliyet, meslek vb. bakımından hakir görülen) adam, herif.
boy
uşak, hizmetkâr, genç hizmetçi.
boy
acemi denizci veya balıkçı.
Maritime Traffic
boy
ulan! vay canına! tüü be! (hayret, şaşkınlık, tasvip, nefret, istikrah, tiksinme, memnuniyetsizlik vb.
ifade eder).
Boy! What a bad weather!
Vay canına, ne berbat hava.
Oh boy! I forgot my wallet at home
: Tüü! Cüzdanımı evde unuttum.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Turkish-English Translation
phratral
Turkish-English translations from Zargan's own database
Turkish-English Phrases
boy
length
Noun
boy
height
Noun
boy
size
Noun
boy
stature
Noun
boy
tallness
Noun
boy
magnitude
Noun
boy
extent
Noun
boy
dimension
Noun
boy
amplitude
Noun
boy
proportions
Noun
boy
measurement
Noun
boy
expanse
Noun
boy
stretch
Noun
boy
tribe
Noun
boy
clan
Noun
boy
dynasty
Noun
boy
family
Noun
boy
kinship group
Noun
boy
family line
Noun
boy
kinfolk
Noun
boy
kinsfolk
Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database
boy
Bir şeyin yere değen veya yere ... yüksek noktası arasındaki mesâfe
boy
Yem olarak da kullanılan, burçağa benzer ... tahıl çeşidi, boy otu
boy
Aynı soy ve âileden sayılan, bir ... kollarından her biri, kabîle
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.