count

  1. Transitive Verb (sayı) saymak.
    Erol is only 3 but he can count to twenty. count the apples in this box.
  2. Transitive Verb hesaplamak, hesap etmek.
  3. Transitive Verb önemli/kıymetli/değerli olmak.
    It is not how much you read but what you read that counts.
  4. Transitive Verb hesaba katmak, dahil etmek.
    count someone in: birisini hesaba katmak/dahil etmek.
    count me
    in: beni de hesaba kat/dahil et.
  5. Transitive Verb atfetmek.
  6. Transitive Verb telâkki etmek, saymak.
    He counted himself lucky to have survived the crash.
  7. Transitive Verb sayılmak, telâkki edilmek.
    This book counts as a masterpiece.
  8. Transitive Verb (sayı) sayma, tadat.
  9. Transitive Verb sayı, toplam, tutar.
  10. Transitive Verb (beyzbolde) top ve vuruş sayısı.
    a count of 2 balls and one strike.
  11. Transitive Verb, Law ithamnamedeki maddelerden herbiri, dava/şikâyet fıkrası, madde.
    The defendant was found guilty on 2 out of 3 counts.
  12. Transitive Verb (dokumacılıkta) (a) iplik kalınlığını/niteliğini belirten sayı, belirli uzunluktaki ipliğin ağırlığı,
    (b) kumaşın 1 cm2'sindeki atkı/çözgü sayısı.
  13. Transitive Verb, Physics (a) iyonlaşma hücresinde kaydedilen tek iyonlaşma (Geiger sayacında olduğu gibi), (b) belirli bir sürede
    iyonlaşma hücresindeki toplam iyonlaşma miktarı.
  14. Transitive Verb telâkki etme, nazarı itibara alma.
  15. Noun kont.
tespih çekmek, dua etmek.
There was a few old man counting their beads in the hushed silence of the
mosque: Caminin derin sessizliği içinde birkaç ihtiyar tespih çekip dua ediyordu.
parmak hesabı yapmak Verb
çayı görmeden paçaları sıvamak/ayıyı vurmadan postunu satmak/sonu belirsiz bir şeye dayanarak plânlar yapmak.
dereyi görmeden paçaları sıvamak Verb
birini en iyi dostları arasında saymak Verb
haline şükretmek.
son sayımda
hesaplanamaz olmak Verb
kan sayımı: belirli hacimdeki kanda bulunan al ve akyuvarların sayısı. Noun
(savaşta) düşman ölüleri sayısı.
sayabildiğim kadarıyla Adverb
oyların sayılmasını istemek Verb
kasa sayımı
beni her durduruşunda sayımı şaşırtıyorsun
nüfus sayımı
envanter sayımı Noun
hesaba katmamak Verb
saymayı şaşırmak Verb
parça sayımı
parça sayımı (perakendeciye teslim edilen kutu ; koli , sandık , denk , vb'nin sayımı
polen sayısı: belirli bir yerde ve zamanda 1 yarda küp hava içinde bulunan çiçek tozu miktarı.
belgeli dava gerekçesi
stok sayımı Noun
(boksta yere yuvarlanan oyuncu için) ona kadar sayma.
(boksta yere yuvarlanan oyuncu için) ona kadar sayma.
son sayım da
trafik sayımı (belirli bir zamanda belirli bir noktadan geçen insan sayısı
oy sayımı
tekrar saymak Verb
saymak Verb
geri saymak Verb
geriye doğru saymak.
para saymak Verb
pek yardımı dokunmamak Verb
kaale almamak Verb
ithama esas olan madde
Ben yokum.
Beni sayma.
birinin huzurunda para saymak Verb
parayı birinin önünde saymak Verb
yoklama yapmak, hazır bulunanları saymak.
sayal ad: sayılabilen ve çoğulu yapılabilen nesnelerin adı (

apple, bird, book
gibi.). mass noun Noun
(yüksek sesle ve sıra ile saymak, sayarak eşit gruplara ayrılmak (Ekseriya askerlikte emir şeklinde kullanılır).

count off in fours from the left : Soldan sayarak dörder dörder ayrıl.
birine güvenmek Verb
inanmak Verb
güvenmek, itimat etmek.
You can always count on me whenever you need help: Ne zaman yardıma ihtiyacın
olursa ben buradayım (bana güvenebilirsin).
kendini şanslı saymak Verb
(a) (boksta on saniyede ayağa kalkamayan boksörü) yenilmiş saymak, mağlûp ilân etmek.
He was counted
out in the third round of the fight. (b) hesaba katmamak, saymamak, hariç tutmak.
If you go skiing, count me out: Kayağa gidiyorsan beni hesaba katma (ben gitmem).
(Br) nisabı tespit etmek Verb
bir kez daha saymak Verb
Mukaddes Roma Germen İmparatorluğunda (a) yüksek rütbeli yargıç, (b) kendi arazisi üzerinde hükümdar yetkisini haiz kont. Noun
İngiltere ve İrlandada kendi kontluğunda hükümdar yetkisi olan kont. Noun
birini hesaba katmak Verb
kabahatini birinin üzerine atmak Verb
akibetini düşünmek, birşey yapmadan önce uğrayabileceği zarar ve ziyanı hesaplamak.
avantajlarını ve dezavantajlarını düşünmek Verb
kasa yapmak Verb
mevcutların sayısını saptamak Verb
tahmin edilen olumlu oyları saymak Verb
bir yerde hazır bulunanları saymak Verb
hâsılatı saymak Verb
oyları saymak Verb
oyları saymak Verb
'in hesabına geçirmek Verb
(US) toplamını hesap etmek Verb
kasayı mutabakat ettirmek Verb
birinin yardımına güvenmek Verb
yanlış saymak Verb
oyların sayılacağını bildirmek Verb
dereyi görmeden paçaları sıvamak Verb
kan sayımı yaptırmak Verb
saydırmak Verb
Sayılmaz.
bir şeyi dikkate almak Verb
bir şeyin hesabını tutmak Verb
sayısını hatırlayamamak Verb
Üçe kadar sayıyorum. Bir, iki, üç!
soldan sağa saymak Verb, Military
aynı genişlikteki matbaa harfleri Noun