belli bir iş kolunda ticaret yapmak
Verb
bir dalda ticaret yapmak
Verb
belli bir işkolunda ticaret yapmak
Verb
belli bir ürün ticareti yapmak
Verb
belli bir malın ticaretini yapmak
Verb
büyük hacimlerde iş görmek
Verb
büyük hacimlerle iş görmek
Verb
kredi işi ile uğraşmak
Verb
uyuşturucu ticaretiyle uğraşmak
Verb
vadeli alım-satım ile uğraşmak
Verb
vadeli alım satım ile uğraşmak
Verb
her türlü mal ticareti yapmak
Verb
para alım satımı ile uğraşmak
Verb
opsiyon ticareti yapmak
Verb
(Br) opsiyon ticareti yapmak
Verb
politikayla uğraşmak
Verb
hisse taahhüt işiyle uğraşmak
Verb
birşeyin ticaretiyle uğraşmak
Verb
başkentteki karışıklıkları halletmek
Verb
ilgilenmek, incelemek, ele almak, alâkadar olmak, uğraşmak, meşgul olmak, başa çıkmak.
There are too many problems for us to deal with: Uğraşacak pek çok sorunumuz var.
Botany deals with the study of the plants.
Children are tiring to deal with: Çocuklarla uğraşmak yorucu bir iştir.
How do you deal with a drunken man?: Sarhoş bir adamla nasıl başa çıkılır?