esnek, elastikî: bir kuvvet etkisiyle şekil ve boyut değiştiren ve kuvvet yok olunca eski şekil ve boyutlarını
alan. Toy balloons, sponges and steel springs are elastic.
birdenbire/sonsuz genişleyebilen (gazlar vb.).
hoşgörü sahibi, uyumlu, koşullara/değişikliklere kolayca uyan, kendini çabuk toparlayan, kolay kolay
yılmayan. an elastic conscience. His elastic spirits never let him be discouraged for long. With his elastic character he will soon be cheerful again. an elastic budget. elastic rules.
yaylı, yay gibi, zıplayan, lâstikli, uzayıp kısalan. an elastic step/stride. an elastic band.
Economics ihtiyaca göre artıp eksilen.
lâstikli kumaş, lâstik şerit/band.
lâstikten yapılmış şey.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition