established

  1. yerleşik
  2. ispatlanmış
  3. sağlam
  4. kadroda
  5. istikrarlı
  6. kurulu
  7. mukarrer
  8. müesses
  9. müspet
  10. sabit
  11. takarrür
yeni evinde rahatça yerleşmiş olmak Verb
yerleşik içtihat Noun, Law
saptanmak Verb
yerleşmek Verb
takarrür etmek Verb
kurulmak Verb
kökleşmek Verb
yerleşmek Verb
istikrar bulmak Verb
köklenmek Verb
iyice yerleşmek Verb
takarrür
kesin olarak belirlenmiş Adjective
kesin olarak tespit edilmiş Adjective
çoktan beri yerleşmiş olan
çok eskiden beri yerleşik
yerleşik
yerleşik otorite Noun, Sociology
ruhsatlı kitapçı
kanunla kurulan Adjective, Law
(Br) hükümetçe resmen tanınan kilise
yerleşik kültür
yerleşik âdet
saptanmış gerçek
saptanmış gerçekler Noun
kurulu hükümet
kabul edilen yorum
yürürlükteki kanun
geçerli (yürürlükteki) kanun
geçerli kanun
ömür boyu devlet memuru
asaleten memur
müesses nizam Noun, Sociology
(Br) işyeri
geçerli uygulama
yerleşik usul
yerleşik kamu ilkeleri Noun
yerleşik kanun ilkeleri Noun
kanunun yerleşik ilkeleri Noun
yerleşik usul
piyasada sürümü olan mallar Noun
piyasada tutunmuş mallar Noun
mesleki teamüller Noun
sabit kur
(Br) devletin resmi dini (Anglikan Kilisesi
(Br) devletin resmi dini
devletin resmi dini
kazanılmış şöhret
standart kıymetler Noun
saptanmış standart dılar Noun
saptanmış standartlar Noun
yıl sonu hesap durumu
tespit edilen fiyat üzerinden
sağlam ve itibarlı bir mevkide bulunmak Verb
kanunla kurulan vakıf Noun, Law
yerleşmiş itibarı olmak Verb
yerleşik hükümete saldırmak Verb
resmilik resmiyete dökmek Verb
yeni kurulmuş fabrika
sahihliği ispatlanmış
kuruluşu eskiye dayanan firma
vakıf üniversitesi Noun, Education-Training
bir şeyi saptanmış olan fiyatın üzerinde satmak Verb
kanunen saptanan standart
kurulu düzen
kurulu düzen
Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıfların İş ve İşlemlerinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ Proper Name, Law