go into

English-Turkish Translation

  1. (a) incelemek, araştırmak, irdelemek, tahkik etmek.
    The police are going into the murder case.
    (b) (birisinin işini) üzerine almak, deruhde etmek. (c) meslek olarak seçmek, intisap etmek.
    to go into politics/engineering. (d) (bir sayıya) bölünmek, (içinde) olmak.
    Two will go into six: 6, ikiye bölünür.
    Three into two won't go: 2, üçe bölünmez.
    3 goes into 9 three times. (e)
    go into effect: yürürlüğe girmek, (f) (bir yere) ulaşmak, varmak, vasıl olmak.
    to go into town/work. (h) (izaha) girişmek.
    Let's not go into details, just keep to the main points. Go into an explanation.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

go into one's head
başına vurmak Verb
go into a coma
komaya girmek Verb, Medicine
go into a decline
sönmek Verb
go into a fas
bir fiyat üzerinde anlaşmak Verb
go into a huddle
gizli toplantı yapmak Verb
go into a huddle with sb
biriyle fısıldaşmak Verb
go into a matter carefully
incelemek Verb
go into banishment
sürgüne gitmek Verb
go into bankruptcy
iflasa gitmek Verb
go into business
işe atılmak Verb
go into committee
kurul oluşturmak Verb
go into details
ayrıntılara girmek Verb
go into dock
havuza girmek Verb
go into dock
doka girmek Verb
go into ecstasy
deliye dönmek Verb
go into effect
yürürlüğe girmek Verb
go into exile
sürgüne gitmek Verb
go into exile
iltica etmek Verb
go into further details
ayrıntılara girmek Verb
go into heat or rut
kızmak Verb
go into hiding
saklanmak Verb
go into hiding
izinıkaybettirmek Verb
go into high gear
büyük vitese geçirmek Verb
go into interference
(patent kanunu) bir karara bağlanıncaya kadar geri bırakmak Verb
go into liquidation
tasfiyeye gitmek Verb
go into operation
işletmeye başlamak Verb
go into operation
faaliyete geçmek Verb
go into opposition
muhalefete geçmek Verb
go into parliament
millet meclisine girmek Verb
go into parliament
milletvekili olmak Verb
go into particulars
ayrıntılara girmek Verb
go into politics
politikaya atılmak Verb
go into production
(yeni fabrika) üretime geçmek Verb
go into quarantine
karantinaya girmek Verb
go into receivership
iflas etmek Verb
go into retailing
perakendecilik yapmak Verb
go into retirement
emekliye ayrılmak Verb
go into rut
kızışmak Verb
go into service
(otobüs , gemi) hizmete girmek Verb
go into service
birinin hizmetine girmek Verb
go into service
hizmetçi olmak Verb
go into splinters
parçalamak Verb
go into temporary eclipse
geçici bir süre gölgede kalmak Verb
go into the front lines
ön cephe hat tına gitmek Verb
go into the front lobs
ön cephe hattına gitmek Verb
go into the legal profession
hukuk mesleğini seçmek Verb
go into the melting pot
büyük bir değişim geçirmek Verb
go into the merits of a case
bir davanın tutarlı olup olmadığını tartışmak Verb
go into the red
zarara geçmek Verb
go into trade
ticarete başlamak Verb
go into training
antrenman yapmak Verb
go into winter quarters
kışlığa taşınmak Verb
(bus , ship) to go into service
hizmete girmek Verb
be forced to go into debt
borçlandırılmak Verb
be reluctant to go into debt
borca girmek istememek Verb
forbear to go into details
ayrıntılara girmekten çekinmek Verb
to go into a rage
ifrit kesilmek Verb
get something into one's head and go on about it insistently
tutturmak Verb
go a from school into one's father's business
okuldan dosdoğru babasının işine girmek Verb
go closely into a matter
bir sorunu dikkatle ele almak Verb
go further into a matter
bir konuya yeniden eğilmek Verb
go further into a question
bir konuyu deşmek Verb
go further into a question
konuyu deşmek Verb
go heavily into the red
ağır zarara uğramak Verb
go no further into a matter
bir konuyu artık fazla deşmeden bırakmak Verb
go up into a higher b
sınıf atlamak Verb
go up into a higher class
sınıf atlamak Verb
to go (off) into peals of laughter
kahkahalarla gülmek, kahkahalarla çınlatmak.
English-Turkish phrases from Zargan's own database