in advance

English-Turkish Translation

  1. (a) önüne, huzuruna.
    They walked on in advance of the king: Kralın huzuruna ilerlediler. (b) önceden.

    It will be necessary to get tickets in advance: Biletleri önceden almak gerekecek.
    book in advance: önceden yer ayırtmak/peylemek.
    to arrive in advance: önceden gelmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be in advance of one's time
çağında önde olmak Verb
receive part of one's salary in advance
maaşnın bir bölümünü avans olarak almak Verb
receive part of one's salary in advance
maaşının bir bölümünü avans olarak almak Verb
send one's luggage in advance
bagajını önceden göndermek Verb
send one's luggage in advance
bagajıni önceden göndermek Verb
(paying cash) in advance
nakden
allow for money paid in advance
peşinatı hesaba katmak Verb
ask payment in advance
peşinat istemek Verb
book hotel accommodation in advance
önceden otelde rezervasyon yapmak Verb
book in advance
önceden rezervasyon yapmak Verb
book in advance
önceden rezervasyon yaptırmak Verb
booking in advance
önceden satın alma
cash in advance
peşin
charge the carriage of the parcel in advance
paketin taşıma (posta) ücretini peşinen istemek Verb
date in advance
daha sonraki bir tarihi koymak Verb
date in advance
daha eski bir tarihi koymak Verb
deduction in advance
peşinen mahsup edilme
deduction in advance
kesilme
fees paid in advance
ücret avansı
interest collected in advance
peşin tahsil edilen faiz
luggage in advance
yolcu yükü
money paid in advance
öndelik
not properly thought out in advance
hesapsız
notice in advance
peşin ihbar
notice in advance
önceden bildirme
notice in advance
peşin ihtar
notice in advance
preavi
pay in advance
avans ödeme
pay interest in advance
faizi peşin ödemek Verb
pay something in advance
bir şeyin bedelini önceden ödemek Verb
pay the rent annually in advance
kirayı her yıl peşinen ödemek Verb
pay the rent annually in advance
kirayı her yıl peşin ödemek Verb
pay the rent annually in advance
her yıl kirayı peşin ödemek Verb
pay three month's rent in advance
üç aylık kirayı peşin ödemek Verb
payable in advance
peşin ödenebilir
payable in advance
peşin ödenecek
payment in advance
peşin ödeme
planned in advance
tertipli
receive in advance
peşinen almak Verb
redeemable in advance
vadesi gelmeden geri ödenebilir
rent in advance
peşin ödenen kira
rent paid in advance
peşin ödenen kira
rent received in advance
önceden tahsil edilmiş kira-
revenue collected in advance
vadesinden önce tahsil edilmiş gelirler hesabı
revenue collected in advance
önceden tahsil edilmiş gelir
seats bookable in advance
yer önceden ayırtmak tılabilir
stipulate something in advance
önceden bir şeyi şart koşmak Verb
subscriptions to be paid in advance
peşin ödenecek abone ücretleri Noun
take in advance
avans olarak almak Verb
payment in advance by anticipation
önceden ödeme
advance in cash
peşin ödeme
advance in price
fiyatı artırmak Verb
advance in price (s)
fiyat yükselmesi
advance in seniority
kıdem artışı
advance someone in his career
birini mesleğinde ilerletmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database