inappropriate

English-Turkish Translation

  1. Adjective yakışıksız
  2. Adjective uygunsuz, uygun değil, yakışıksız, münasebetsiz, uygun/münasip olmayan, uymaz, yakışmaz, yakışık almaz.

    Your short dress is inappropriate for a formal party: Kısa elbisen resmî bir ziyafet için uygun değildir.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

inappropriate speech
yersiz konuşma
defecate or urinate in or an an inappropriate place
pislemek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database