nearly

  1. Adverb hemen hemen, nerde ise, âdeta, az daha, az kaldı.
    I nearly fell: Az kaldı düşüyordum.
    The job
    is nearly finished: İş hemen hemen bitti.
    The train was nearly full: Tren hemen hemen dolu idi.
    He was nearly dead with cold: Soğuktan nerde ise ölüyordu.
  2. Adverb yaklaşık olarak, aşağı yukarı, takriben, hemen hemen, oldukça.
    It is the same thing or nearly so:
    Hemen hemen aynı şey.
    a nearly perfect likeness: oldukça mükemmel bir benzerlik.
  3. Adverb yakinen, (pek) yakından, samimiyetle.
    a matter nearly affecting our interest.
  4. Adverb cimrice, cimrilikle, hasisçe, hasislikle.
hemen hemen, aşağı yukarı.
She told him pretty nearly all the secrets of her married life.
hemen hemen
neredeyse
ağlamaklı ağlamalı
hemen hemen aynı