bir kimsenin anlayamayacağı/kavrayamayacağı, akla sığmaz, akıl almaz/ermez, anlaşılması olanaksız.
menzili dışına çıkmak
Verb
büro işinden başka uğraşı olmamak
Verb
görev kapsamı dışında olmak
Verb
kabuğundan dışarı çıkmamak
yetkisi dışında
Adjective
yetki alanı dışında
Adjective
en fazla, olsa olsa, azamî.
It will take me a week, at the outside: En fazla bir haftamı alır.
dışardan gelen etkilerin kontrolü altında olmak
Verb
en çok on dolar etmek
Verb
dışarının etkisiyle yönetilen hükümet
birini dış görünüşüyle yargılamak
Verb
birini dış görünüşüyle yargılamak
Verb
bir şirkette bankalara ve sermayedarlara karşı en etkin olan ortak
dış kaynaklardan bilgi edinmek
Verb
en çok bir hafta kalmak
Verb
normal işin dışında yapılan ticari faaliyetler
Noun
(US) resmi bir borsa üyesi olmayan menkul kıymetler tüccarı veya aracı kuruluş
herhangi bir borsanın üyesi olmayan menkul kıymetler simsarı (broker
şehirlerarası telefon çağrısı
borsa üyesi olmadan borsada değerli kâğıt alıp satma ruhsatı olan simsar
(US) şirketçe istihdam edilmeyen
genelde yürütme görevi olmayan müdür
ülke dışından sağlanan finansman
memleket dışından sağlanan finansman
dışı içine gelecek şekilde.
kendi dalının dışındaki konularla ilgilenme
kendi özel ilgi alanı dışındaki ilgi
resmen kote edilmiş tahvilat
Dış Kenar Boşluğu
Information Technology
dış para (hükümet ya da bir dış ülke tarafından bir ekonomiye aktarılmış para
-den başka, … dışında, … hariç, yalnız, ancak, sırf.
No one came outside of me: Benden başkası gelmedi (yalnız ben geldim).
meclis dışındaki birinin fikri
yabancı ülkelerdeki personel giderleri
Noun
dış arıya yaptırılan araştırma giderleri
Noun
dışarıya yaptırılan araştırma giderleri
Noun
(US) resmen kote edilmemiş kıymetli kâğıtlar
Noun
serbest piyasa menkul kıymetleri
Noun
serbest piyasa borsa simsarı
... kapsamı dışında
Adverb
... kapsamı dışında
Adverb
(a) yetkisi/salâhiyeti dışında, (b) (toplum düzenine vb.) aykırı.
Murder is an act outside the pale of society. (c) (nezakete/güvenliğe/insan haklarına vb.) aykırı.
... kapsamı dışında
Adverb
(borsa) serbest piyasa muameleleri
Noun
işletmeye yabancı sendika
iflas masası dışında uzlaşma
birinin arkadaş çevresi dışında bulunmak
Verb
birinin ilgi alanı dışında olmak
Verb
pazarlık odası dışında olmak
Verb
bir soruşturmanın konusu dışında kalmak
Verb
bir kurulun görevi dışında kalmak
Verb
birinin faaliyeti dışında kalmak
Verb
birinin yetkisi dışında kalmak
Verb
bankacılık dışına çıkmak
Verb
emeklilik planı dışında kalan işçiler
emeklilik planı dışında kalan işçiler
fevkalade ve işletme ile ilgili olmayan masraflar
bilim alanının dışında olmak
Verb
şirket dışından
Adverb, Management
(banka bilançosu) yabancı para
firma dışındaki çevreler
Noun
...'in içinde ve dışında
Adverb
yurtiçinde ve yurtdışında
Adverb
ihtilafın dışında kalmak
Verb
birinin faaliyet alanı dışında kalmak
Verb
dış kaynaklardan bilgi edinmek
Verb
normal büro işi dışında iş edinmek
Verb
alışılmışın dışında hareket etmek
Verb
alışılagelmişin dışında kararlar almak
Verb
alışılmamış şekilde düşünmek
Verb
iş mektubundan başka yerde pek kullanılmaz
Ulusal Sınırlar Dışındaki İstasyonlardan İletilen Yayınların Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi
Noun, International Law