offer

English-Turkish Translation

  1. sunma(k), takdim (etmek), ikram etme(k).
    She offered us some of her cookies.
  2. sunuş, sunulan/takdim edilen şey.
  3. teklif (etmek), teklifte/tavsiyede bulunmak, (dikkate) arzetmek.
    a firm offer: kesin/kat'î teklif.

    job offer: iş teklifi.
    to offer a solution to a problem: bir soruna hal çaresi teklif/tavsiye etmek.
    He offered to help me: Bana yardım etmeyi teklif etti.
  4. evlenme teklifi.
  5. arz (etmek), takdim (etmek), önerme(k), öneri.
  6. offer up: (ibadete/fedakârlığa) kendini adamak, (dua) etmek. to offer prayers: dua etmek.
    He offered (up) a prayer: Tanrıya yalvardı/dua etti.
  7. (ümit vb.) vermek, va'detmek.
    The doctor offered me hope.
  8. (savaş) açmak, (muharebeye) girişmek/tutuşmak.
    to offer battle.
  9. (mukavemet/şiddet) gösterme(k), (karşı) koymak, dayatma(k), tehdit etme(k), yeltenme(k).
    He offered
    stubborn resistance: İnatla ayak diredi.
    He offered to strike me with his cane: Bastonu ile bana vurmaya yeltendi.
    The thieves offered no resistance to the policemen: Hırsızlar polise karşı koymadılar.
  10. göstermek, teşhir etmek, meydana çıkarmak.
    The enemy offered resistance to our soldier's attack:
    Düşman, askerlerimizin taarruzuna mukavemet gösterdi.
  11. (satışa) çıkarmak/arzetmek, piyasaya sürmek.
    They offered their house for sale: Evlerini satışa çıkardılar.
  12. (fiyat) vermek/teklif etmek.
    He offered $30 for our old TV set.
  13. (şükran/teşekkür) arzetmek.
  14. görünmek, gözükmek.
  15. (fırsat vb.) düşmek, çıkmak, zuhur etmek.
    I will come if the opportunity offers: Fırsat bulursam
    (çıkarsa/zuhur ederse) gelirim.
  16. offer at: girişmek, teşebbüs etmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be bound by one's offer
yaptığı teklife bağlı kalmak Verb
improve one's offer
birinin teklif ettiğinden daha çok para vermek Verb
offer one's condolences to sb
taziyede bulunmak Verb
offer one's good offices
hizmet teklifinde bulunmak Verb
offer one's hand
elini uzatmak Verb
offer one's house as a guarantee
garanti olarak evini göstermek Verb
offer one's house as a guarantee
garanti olarak evinıgöstermek Verb
offer one's opinion for what it may be worth
işe yarasın yaramasın fikrini söylemek Verb
offer one's service to sb
birine hizmet teklifinde bulunmak Verb
offer one's services to sb
birine hizmet teklifinde bulunmak Verb
offer one's services to sb
birine hizmet teklif inde bulunmak Verb
offer someone an interest in one's business
birine işine iştirak etmesini teklif etmek Verb
offer someone one's condolence
birine başsağlığı dilemek Verb
offer someone one's condolence
taziyede bulunmak Verb
offering
lansman Noun, Commerce
offering
piyasaya çıkma Noun, Commerce
offering
satışa sunulma Noun, Commerce
offering
satışa sunma Noun, Commerce
offering
piyasaya çıkarma Noun, Commerce
a tempting offer
cazip bir teklif
acceptable offer
kabul edilebilir teklif
acceptance of offer
karşı tarafın yaptığı teklifin kabulü
according to offer
teklife göre
alternative offer
alternatif teklif
attractive offer
cazip teklif
banded offer
iki ürün bir arada ambalajlı
bargaining offer
pazarlık teklifi
binding offer
bağlayıcı teklif
blind offer
üstü kapalı teklif (genellikle okuyucunun reklama gösterdiği dikkati ölçmek amacıyla , bir reklama göze
batmayacak biçimde yerleştirilmiş bir teklif
block offer
bir yatırım şirketinin halka
block offer
belli bir süre için sabit fiyat üzerinden menkul değer satması
bona fide offer
sağlam teklif
boxtop offer
tüketicinin bir ürünün ambalaj etiketi ya da kutu kapağını getirdiğinde kendisine bir armağan
boxtop offer
prim verilmesini ya da bir piyangoya katılımının sağlanmasını içeren teklif
burred offer
bir ilanda gizli teklif
burried offer
bir ilanda gizli teklif
cable offer
telgraf teklifi
cabled offer
telgraf teklifi
cash offer
peşin teklif
celebration offer
(dükkânın) açılış fiyatları Noun
combination offer
müşterek teklif
compatible offer
kıyas edilebilecek teklif
competing offer
rakip teklif
complete refund offer
tam geri ödeme
comprehensive offer
kapsamlı teklif
compromise offer
uzlaşma teklifi
conditional offer
şartlı teklif
conversion offer
değiştirme teklifi
conversion offer
tahvil etme teklifi
counter offer
karşı teklif
decline an offer
teklifi reddetmek Verb
definitive offer
kesin teklif
derisive offer
alaylı teklif
derisory offer
alaylı teklif
duration of offer
teklifin süresi
enticing offer
cezbedici teklif
exceptional offer
istisnai teklif
excess offer
arz fazlalığı
exchange offer
takas teklifi
export offer
ihracat teklifi
firm offer
kati teklif
flat offer
(US) bağlamayıcı teklif
free offer
ücretsiz
free offer
bağlamayıcı teklif
freight offer
yük piyasasına yapılan teklif
general offer
genel teklif
global offer
toplu teklif
godfather offer
şirket yöneticilerinin hissedarları kabul etmekten caydıramayacakları kadar çekici olan bir şirkete yönelik satın alma teklifi
guarantee offer
garanti teklifi
hidden offer
gizli teklif
higher offer
daha yüksek teklif
highest offer
en yüksek teklif
implied offer
zımni teklif
industrial offer
ticari teklif
introductory offer
yeni bir ürün ya da hizmetin ilk sunuluşunda satışı teşvik edici fiyat ve koşullar
issues of offer
emisyon teklifi
job offer
iş teklifi
liberal offer
cömert teklif
loan offer
kredi teklifi
make a firm offer
kati teklif yapmak Verb
making an offer
bir teklif yapma
merger offer
birleşme teklifi
on offer
(mallar) belirtilen fiyatlardan satılık
open offer
açık teklif
open offer
bağlayıcı olmayan teklif
original offer
orijinal teklif
pack offer
iki ürün bir arada ambalajlı
package offer
paket teklif
partial offer
kısmi teklif
partial offer
bir parti mal teklifi
pay offer
maaş teklifi
peace offer
barış teklifi
positive offer
kesin teklif
preference offer
özel teklif
preferential offer
özel teklif
premium offer
bayiler için ikramiyeli satış
premium offer
(US) bayiler için ikramiyeli satış
price offer
fiyat teklifi
public offer
halka arz
purchase offer
satın alma teklifi
qualified offer
şartlı teklif
real offer
efektif teklif
reasonable offer
makul teklif
rebutt sb's offer
birinin teklifini reddetmek Verb
refunding offer
geri ödeme teklifi
reject an offer
bir teklifi geri çevirmek Verb
repel an offer
bir teklifi reddetmek Verb
sales offer
satış teklifi
sample offer
örnek teklif
sampled offer
örnekli teklif
seductive offer
cazip teklif
serious offer
ciddi teklif
set aside an offer
bir teklifi geri çevirmek Verb
settlement offer
uzlaşma teklifi
short offer
(borsa) düşük fiyatla hisse teklifi
snatch at an offer
teklifi hemen kabul etmek Verb
special offer
özel teklif (indirimli fiyattan satışa sunulan eşya
special offer
indirimli fiyattan satışa sunulan eşya
spot offer
yerinde teklif
standing offer
aynı kalan teklif
standing offer
değişmeden kalan teklif
subject offer
pazarlığa tabi satış teklifi
subject offer
kesin olmayan
subject offer
pazarlığa tabi bir satış teklifi
subscription offer
taahhüt teklifi
subscription offer
abonman teklifi
take an offer
bir siparişi kabul etmek Verb
take-over offer
devir teklifi
take-over offer
ciro teklifi
telegraphic offer
telgrafla teklif
tempting offer
çekici teklif
tender offer
bir şirketin hisse senetlerini rayiç fiyat üzerinden satınalma teklifi Noun
tender offer
aleni pay alım teklifi Noun, Banking
tender offer
aleni hisse alım teklifi Noun, Banking
tentative offer
geçici teklif
termination of offer
teklifin sona ermesi
trial offer
deneme teklif
truce offer
ateşkes teklifi
unconditional offer
şartsız teklif
unconditional offer
kayıtsız şartsız teklif
valid offer
geçerli teklif
verbal offer
sözlü teklif
voluntary offer
talep edilmeden yapılan teklif
voluntary offer
ihtiyari teklif
offer a loan
kredi teklif etmek Verb
offer a price
bir fiyat teklifinde bulunmak Verb
offer a price
fiyat teklifinde bulunmak Verb
offer advantages
avantajları olmak Verb
offer and acceptance
icap ve kabul Law
offer assistance
yardım teklif etmek Verb
offer bail
kefalet teklif etmek Verb
offer bills for discount
senetleri iskonto ettirmek Verb
offer by prospectus
şirket hisse senetlerini ya da tahvillerini bir ihraç kurumuna satacak yerde
offer curve
teklif eğrisi
offer down
eksiltmek Verb
offer employment
iş teklifi yapmak Verb
offer fas
teklif fiyatı
offer fas
borsada
offer fas
bir menkul kıymet tüccarının bir menkul kıymeti satmaya hazır olduğu fiyat
offer firm
kesin fiyat teklif etmek Verb
offer firm
kesin teklifte bulunmak Verb
offer for sale
hisse senedi pazarlayan mali kurumlar tarafından
offer guarantee
(Br) teminat teklif etmek Verb
offer itself
ortaya çıkmak Verb
offer itself
doğmak Verb
offer no prospects
(iş) geleceği pek iyi görünmemek Verb
offer objection
bir şeye itiraz etmek Verb
offer of amends
yapıldığı iddia edilen bir haksızlık için tazminat olarak teklif edilen par
offer of assistance
yardım teklifi
offer of mediation
aracılık teklifi
offer of service
hizmet teklifi
offer oneself as candidate
adaylık koymak Verb
offer oneself as candidate
adaylığını kabul etmek Verb
offer opposition
muhalefet etmek Verb
offer performance
başarı göstermek Verb
offer price
yeni hisse sendini satışa sunma fiyatı
offer proof
kanıt göstermek Verb
offer resistance
direnme göstermek Verb
offer security
güvence teklif etmek Verb
offer security advice
hisse senetleri konusunda akıl vermek Verb
offer someone money
birine para teklif etmek Verb
offer someone something
birine birşey teklifinde bulunmak Verb
offer someone unsolicited advice
akıl satmak Verb
offer to buy
satın alma teklifi
English-Turkish phrases from Zargan's own database