hakkın kötüye kullanılması
Noun, Law
feri haklar
Noun, Civil Law
tahmininde haklı olmak
Verb
medeni ve siyasi haklar
Noun, Rights-Freedoms
İnsan Hakları ve Ana Hürriyetlerin Korunmasına Dair Sözleşme
Noun, International Law
eşit haklar
Noun, Politics-Intl. Relations
tamamıyla geçerli hakkı kullanmak
Verb
tamamiyle geçerli hakkı kullanmak
Verb
veto hakkını kullanmak
Verb
aşırı sağ eylem
Noun, Politics-Intl. Relations
herşeyi fedaya hazır olmak, sağ kolunu bile vermek, canını esirgememek.
I would give my right arm to see her again.
kendine ait geliri olmamak
Verb
aklı başı yerinde olmak
Verb
güçlü muhakeme sahibi olmak
Verb
her şeye karşın iyi niyetli olmak
Verb
bir servete kendi başına sahip olmak
Verb
iyi yürekli/cömert/merhametli/âlicenap olmak, iyi niyetli olmak.
His heart is in the right place:
(Herşeye rağmen) iyi niyetlidir.
haklı olarak, hakkını/yetkisini kullanarak, müstakilen, kendi başına.
possess something in one's own right: re'sen hak sahibi olmak.
sınai haklar
Noun, Civil Law
hakkı üzerinde ısrar etmek
Verb
hakkı üzerinde durmak
Verb
fikri haklar
Noun, Civil Law
Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi
Proper Name, Law
manevi haklar
Noun, IP Law
negatif haklar
Noun, Rights-Freedoms
akılı başında olmamak
Verb
fırsattan yararlanmak, olanakları değerlendirmek.
mal sahibi olarak zilyedinde bulunmak
Verb
bir şeye kendi başına malik olmak
Verb
İnsan Hakları ve Ana Hürriyetlerin Korunmasına Dair Sözleşmeye Ek Protokol
Noun, International Law
bismillah deyip işe başlamak
Verb
ayni haklar
Noun, Civil Law
seçme ve seçilme hakkı
Noun, Politics-Intl. Relations
sağduyulu, aklıselim sahibi, makul, mantıklı, aklı başında, doğru düzgün
Adjective
mülkiyet hakkını ispat etmek
Verb
hakkında ısrar etmek
Verb
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
Noun, International Law
hakkından feragat etmek
Verb
dokunulmazlık hak kından feragat etmek
Verb
dokunulmazlık hakkından feragat etmek
Verb
söz hakkından vazgeçmek
Verb
yetkisiz olarak bir hak almak
Verb
(marka) beklenen hak (bulgunun gerçekleşmesiyle o anda doğan hak
kanuni mirasçısı veya hak sahibi bulunmayan mallar üzerinde devletin mirasçılık hakkı
(bankadan) para çekme hakkı
Avrupa sağı (Avrupa Parlamentosu'nun sağ eğilimli siyasi partiler grubu
doğru tahmin yürütmek
Verb
doğuştan var olan devrolunamayacak hak
(Br) küçük oğlun babadan miras alma hakkı
sağ tarafı takip etmek
Verb
iade talebinde bulunma hakkı
(hisse sahibi , US) şufa hakkı
zamanaşımı ile iktisap edilen mülkiyet hakkı
zamanaşımı ile iktisap edilmiş hak
babanın ölümü üzerine mirası tamamen en büyük çocuğun alma hakkı
gayri menkul mülkiyet hakkı
hasarı tazmin ettirme hakkı
ortakların sermaye payları ile orantılı olarak yeni çıkartılacak hisse sene
rüçhan hakkı (ortakların sermaye payları ile orantılı olarak yeni çıkartılacak hisse senetlerini belirli
fiyattan öncelikle satın alabilme hakkı
suskripsiyon hakkı (yeniden çıkacak hisse senetlerini satın alma hakkı
müşterek hak (müşterek kiracılıktaki hak
sağa ayarlamak
Verb, Information Technology
sağa yaslamak
Verb, Information Technology
(foto) yanları doğru gösterilen
birine hakkını vermek
Verb