Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
stick in
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Verb
sokmak
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
English Turkish Phrases
stick in (one's) mind and disturb (one)
aklına takılmak
Verb
stick in one's craw
hoşlanmamak, tahammül edememek, nefret etmek, tiksinmek, midesi(ni) bulan(dır)mak.
It stuck in my
craw: Ondan hoşlanmadım/tiksindim.
stick in one's craw/crop
kızdırmak, sinirine dokunmak, canını sıkmak.
His fathers' praise of his brother stuck in Ali's craw
:
Babasının kardeşini övmesi Alinin sinirine dokundu.
stick in one's gizzard
kursağında kalmak, gücüne gitmek, ağır gelmek, hazmedememek.
It stuck in my gizzard
: Hazmedemedim/gücüme
gitti/bana ağır geldi.
stick in one's throat
dili varmamak, bir türlü söyleyememek, söylenmesi güç olmak, boğazında düğümlenip kalmak.
The words
of sympathy stuck in her throat: Nasıl başsağlığı dileyeceğini bilemiyordu.
stick in one's throat (food , because of worry)
boğazından geçmemek
Verb
stick in someone's mind
aklından çıkmamak
Verb
stick in someone's mind
akılda kalmak
Verb
stick in someone's mind
unutulmamak
Verb
stick in someone's throat
söylemeye korkmak
Verb
stick in someone's throat
söylemeye dili varmamak
Verb
stick in someone's throat
kabullenememek
Verb
stick in someone's throat
ağırına gitmek
Verb
stick in someone's throat
dokunmak
Verb
stick in someone's throat
boğazında düğümlenmek
Verb
stick in someone's throat
söyleyememek
Verb
stick in photographs
fotoğraf yapıştırmak
Verb
stick in the mud
eski kafalı kimse
stick in the mud
(otomobil) çamura saplanmak
Verb
(caught) in a cleft stick
zor/müşkül/sıkışık durumda, iki ateş arasında.
in a cleft stick
sıkıntıda
put/push/shove/stick one's oar in
(başkasının işine) burnunu sokmak, (istenilmeden) işe karışmak, yersiz müdahalede bulunmak.
He always
puts his oar in my business.
stick food in one's job
ziftlenmek
Verb
stick out in someone's mind
birinin dikkatini çekmek
Verb
stick out in someone's mind
birine önemli gelmek
Verb
stick papers in a drawer
kâğıtları bir çekmeceye tıkmak
Verb
stick something down in a notebook
not defterine yazıvermek.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.