tie-up

  1. trafik sıkışıklığı
  2. Noun kesinti, inkıta, grev, fırtına, doğal âfet vb. nedeniyle telefon hizmetlerinin, trafiğin vb. bir süre kesintiye uğraması.
  3. Noun (geçici olarak) dur(dur)ma, ara verme, sekteye uğrama.
  4. Noun bağlantı, bağlılık, irtibat, ilişki, münasebet.
    his tie-up with the crime syndicate.
  5. Noun gemi bağlama rıhtımı.
(US) trafik sıkışıklığı
(a) sımsıkı bağlamak, (b) (paket vb.) iple bağlamak, (c) engel olmak, zorlaştırmak, engel/zorluk çıkarmak,
(d) durdurmak, faaliyetine son vermek, (e) (parayı vb.) bağlamak, verimsiz bir işe yatırdığı için başka işte kullanamamak, (f) gemiyi halatla karaya bağlamak, (g) işi başından aşmak, çok meşgul olmak.
I can't see you now, I'm all tied up.
My hands are tied up: Elimde değil/Elim kolum bağlı.