kendi gibi davranmak
Verb
kendi kendini yiyip bitirmek
Verb
daha iyi bir yere gelmek
Verb
durumunu iyileştirmek
Verb
başını belaya sokmak
Verb
kendi etmek, kendi bulmak
Verb
başını belaya sokmak
Verb
kendine güven kazanmak
Verb
kendine güveni yerine gelmek
Verb
ilkelerinden taviz vermek
Verb
kendiyle ters düşmek
Verb
inançlarına aykırı davranmak
Verb
prensiplerine aykırı davranmak
Verb
ilkelerine aykırı davranmak
Verb
prensiplerinden ödün vermek
Verb
ilkelerinden ödün vermek
Verb
prensiplerinden taviz vermek
Verb
kendini tehlikeye atmak
Verb
eliyle haç işareti yapmak
Verb
enine boyuna düşünmek
Verb
kendini mahrum bırakmak
Verb
kendini mahrum etmek
Verb
kendi kendine yapılabilen
Adverb
kendini kabul ettirmek
Verb
kendine zarar vermek
Verb, Psychology
kendine zarar vermek
Verb, Psychology
varlığını kabul ettirmek
Verb
kendini kabul ettirmek
Verb
kendine dikkat etmek
Verb
kendi başına idare etmek
Verb
başının çaresine bakmak
Verb
kendi işini kendi görmek
Verb
hayatta bir yere gelmek
Verb
hayatta başarıya ulaşmak
Verb
ne yaptığını bilmemek
Verb
kendini iyi hissetmemek
Verb
kendini kötü hissetmek
Verb
kendini tatmin etmek
Verb, Sexuality
kendini takdim etmek
Verb
hatasını telafi etmek
Verb
patlayacak kadar yemek
Verb
kendi kararlarını kendi almak
Verb
kendi başına düşünebilmek
Verb
kendi başına karar almak
Verb
sadece kendini düşünmek
Verb
bizzat sen, kendin (ifadeyi vurgulamada kullanılır).
You yourself know it couldn't be true: Bunun
doğru olamayacağını bizzat sen (pek âlâ) biliyorsun.
You yourself told me: Sen kendin (bizzat sen) bana söyledin.
kendini vererek çalışmak
Verb
birşey üzerine düşünmek
Verb
birşeyi kendi kendine sormak
Verb
birşeye destek olmak
Verb
kendi kendini yiyip bitirmek
Verb
… olduğunu iddia etmek
Verb
birşey hakkında kaygılanmak
Verb
birşey için endişe duymak
Verb
birşey için endişelenmek
Verb
birşey için kaygılanmak
Verb
birşey için kaygılanmak
Verb
birşey hakkında kaygılanmak
Verb
birşey için endişelenmek
Verb
birşey için endişe duymak
Verb
birşeyden memnun olmak
Verb
kendini birşeyden mahrum etmek
Verb
kendini birşeyden mahrum bırakmak
Verb
Kendini ne sanıyorsun ki?
kendine birşey kapmak
Verb
kendine birşey bulmak
Verb
işleri oluruna bırakmak
Verb
düştüğü yerden kalkmak
Verb
birine kendini kabul ettirmek
Verb
birine ne kadar iyi olduğunu göstermek
Verb
birine kendini ispatlamak
Verb
birine ne kadar iyi olduğunu kanıtlamak
Verb
çok fazla kişiyle cinsel ilişkiye girmek
Verb
önüne gelenle yatmak
Verb
çok fazla düşüp kalkmak
Verb
onunla bununla düşüp kalkmak
Verb
birşeye karşı çıkmak
Verb
birşeyi istemediğine karar vermek
Verb
birşeyin aksi yönde karar almak
Verb
iki karpuzu bir koltuğa sığdırmaya çalışmak
Verb
aynı anda birçok şey yapmaya çalışmak
Verb
durduk yerde heyecanlanmak
Verb
yok yere sinirlenmek
Verb
durup dururken üzülmek
Verb