a light

  1. yemeni
(attan/arabadan) inmek.
to alight from a cab: taksiden inmek.
(kuş vb.) konmak.
a bird alighted on a branch: dala konmuş bir kuş.
(beklenmeyen anda/birdenbire) karşılaşmak, raslamak, tesadüfen/istemeyerek fark etmek.
alight upon: birdenbire bulmak.
ışıklı, aydınlık, aydınlanmış, parlak, pırıl pırıl.
a cloudless night alight with stars. Her face was alight with joy.
tutuşmuş, ateş içinde, alev alev (yanmakta).
The candles are alight: Mumlar yanıyor.
catch
alight: tutuşmak.
set alight: tutuşturmak, yakmak, ateşe vermek.
to set a house alight: evi ateşe vermek/yakmak.
meydana çıkarmak Verb
ışık tutmak.
(birisine) bilgi vermek, aydınlatmak, tenvir etmek.
ışık yakmak, ışıtmak, aydınlatmak, (çakmak/kibrit) çakmak.
boş para çantası Noun
bir şeyi seve seve (zorla) yapmak Verb
karakteri zayıf olmak Verb
kılını kıpırdatmadan başkalarını harcamak Verb
bir şeye ışık tutmak Verb
(daktilo) zorlamadan tuşlara basma olanağı olma
tüy gibi hafif Adjective
tüy kadar hafif Adjective
mum ışığında
bir şey üzerinde kuşku uyandırmak Verb
bir şeye yeni bir ışık tutmak Verb
bir şey üzerine kuvvetli ışık tutmak Verb
bir sırra aniden ışık tutmak Verb
becerisini saklamak Verb
örnek olmak istememek Verb
kendi yeteneğini gizlemek Verb
kırmızı ışıkta geçtiğim için ceza yedim
elverişli (elverişsiz) koşullar/şartlar altında, iyimserlikle/kötümserlikle.
He has shown himself
in a good light: İyi taraflarını gösterdi.
ateş yakmak Verb
odun ateşi yakmak Verb
bir tavsiyeye kulak asmamak Verb
birinin davranışını yanlış değerlendirmek Verb
yolu farla aydınlatmak Verb
yeteneklerini göstermek Verb
bir şeyi belirtmek Verb
duruma daha açıklık getirmek Verb
bir proje için onay almak Verb
kırmızıda geçmek Verb, Transport
kırmızı ışıkta geçmek Verb, Transport
bir esprinin esas noktasını kavramak Verb
soruna başka bir açıdan bakmak Verb
durumun bambaşka olduğunu anlamak.
bir komşunun aydınlığını kesmek Verb
komşunun ışığına engel olmak Verb
bir soruna yeni bir ışık tutmak Verb
bir konuya yeni ışık tutmak Verb