allow for

English-Turkish Translation

  1. hesabetmek, hesaba katmak.
    allowing for the circumstances: koşulları hesaba katarak …
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

allow for all possibilities
he ihtimali gözönüne almak.
If by any possibility I do not come: Eğer herhangi bir nedenle gelemezsem.
allow for breakage
kırılma indirimi yapmak Verb
allow for depreciation
amortisman için ayırmak Verb
allow for discount
iskonto yapmak Verb
allow for money paid in advance
peşinatı hesaba katmak Verb
allow for something
birşeye olanak tanımak Verb
allow for something
birşeye olanak vermek Verb
allow for something
birşeye imkân tanımak Verb
allow for something
birşeye imkân vermek Verb
allow for sth
bir şeyi hesaba katmak Verb
allow for the tare
darayı düşmek Verb
allow for the tare
darasını düşmek Verb
allow 10 % for packing
% 10 ambalaj payını hesaba katmak Verb
allow 28 days for delivery
teslimat 28 günden önce yapılmayacaktır
allow 3 percent off for ready money
peşin para üzerinden yüzde üç indirim yapmak Verb
allow a margin for errors
hata payı bırakmak Verb
allow a margin for mistakes
yanlışları hesaba katmak Verb
allow someone a margin for sth
birine bir şeyde kâr payı tanımak Verb
allow something for someone
birine birşey tahsis etmek Verb
allow something for someone
birine birşey ayırmak Verb
allow to make provision for taxation
vergi için karşılık ayırmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database