break down

English-Turkish Translation

  1. (a) arızalanmak, bozulmak, sakatlanmak, işlemez hale gelmek.
    My car broke down. (b) (ruhen) sarsılmak,
    büyük üzüntü duymak, kendini tutamamak.
    He broke down and wept at the sad news: Acı haberi alınca kendini tutamayıp ağladı. (c) yıkmak, kırmak.
    The police broke the door down. (d) yen(il)mek, yenilgiye uğra(t)mak.
    His opposition broke down. (e) akamete/başarısızlığa uğra(t)mak.
    The peace talks have broken down. (f)
    break down into
    kim. çözüş(tür)mek, ayrış(tır)mak.
    Chemicals in the body break down our food into useful substances. (g) kısımlara ayır(ıl)mak, tahlil etmek. (h) (elektrik/elektronik devresi) kıvılcım atlaması yüzünden işlemez hale gelmek, arızalanmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

breakdown
bozulma, arıza(lanma), bozukluk, kesiklik, kesinti, inkıta.
Our car had a breakdown on the road:
Arabamız yolda bozuldu.
an electricity breakdown: elektrik kesilmesi.
Noun
breakdown
(a) çözüşme, (b) tahlil. Noun, Chemistry
breakdown
çeşitlere/türlere ayırma, sınıflandırma, tasnif, döküm, ayrıntılı hesap, sade dille açıklama.
I'd
like the breakdown of these figures, please.
Noun
breakdown
atlama, kıvılcım atlaması, yalıtkanın delinmesi.
breakdown voltage: atlama gerilimi, yalıtkanda
kıvılcım atlatan minimum gerilim.
Noun, Electronics
breakdown
gürültülü hareketli bir halk dansı. Noun
breakdown
zihnî/bedenî çöküntü, (aşırı) zafiyet.
a nervous breakdown: sinir zafiyeti. Noun
break down a balance sheet
bilanço yu bölümlere ayırmak Verb
break down a balance sheet
bilançoyu bölümlere ayırmak Verb
break down all opposition
bütün muhalefeti kırmak Verb
break down bargaining in intransigence
pazarlıktaki kaybı yenmek Verb
break down expenditure
(US) giderin dökümünü yapmak Verb
break down expenditure
masrafların dökümünü yapmak Verb
break down expenses
masrafların dökümünü yapmak Verb
break down expenses
(US) masrafların dökümünü yapmak Verb
break down from overwork
aşırı çalışmaktan yorgun düşmek Verb
break down into six parts
altı bölüme ayrılmak Verb
break down sb's neck
birinin boynunu kırmak Verb
break down the enemy's resistance
düşmanın direncini kırmak Verb
break-down
bozulmak Verb
break-down
dağılma
break-down
sökmek Verb
break-down
çözülme
break-down
bozukluk
break-down
çözülmek Verb
break-down
fasıla
break-down
enkaz
break-down
bölmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database