Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
exquisite
Cozy
English-Turkish
English-Turkish Translation
çok güzel/sevimli/çekici/cazip.
Violets are exquisite flowers.
enfes, çok nefis, lâtif, harikulâde.
exquisite weather.
a child of exquisite beauty
: harikulâde güzel bir çocuk.
keskin, şiddetli (zevk, haz, ıstırap vb.).
exquisite pain. exquisite joy.
duyarlı, çok hassas, nazik.
an exquisite ear for music.
mükemmel, kusursuz, maharetle/sanatkârane yapılmış, dört başı mamur, hayran bırakan, şayanı hayret.
an
exquisite painting technique. a chair of exquisite workmanship.
ince(lmiş), gelişmiş, selim, zarif.
an exquisite taste
: zevki selim.
exquisite manners
: zarif/kibar davranış.
seçme, nadide, eşsiz.
zarif/şık/çıtkırıldım/züppe (kimse), giyimine çok itina eden (erkek).
dikkat ve itina ile düşünülüp tasarlanmış.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.